COP30’da fosil yakıt ifadesinin taslak metninden silinmesi, zirveyi diplomatik bir çıkmaza sürükledi.
Brezilya’nın Belém kentinde düzenlenen COP30 iklim zirvesi, fosil yakıtlara ilişkin tüm ifadelerin son taslak metinden çıkarılmasıyla büyük bir diplomatik krize sürüklendi. İki haftadır devam eden müzakerelerde, küresel ısınmanın ana kaynağı olan fosil yakıtların geleceği konusunda derin bir görüş ayrılığı yaşanıyor.
COP30 Başkanlığı, yeni bir taslak anlaşma metni yayımladı. Ancak önceki versiyonda yer alan “fosil yakıtlardan uzaklaşma yönünde küresel bir plan oluşturulması” önerisinin tamamen kaldırılması, özellikle yüksek iklim hedeflerine sahip ülkelerde rahatsızlığa yol açtı.
Yeni metinde; fosil yakıtlara hiç değinilmemesi, COP28’de verilen “fosil yakıtlardan uzaklaşma” sözünün somut bir çerçeveye kavuşmaması, fosil yakıt kullanımının azaltılmasına dair herhangi bir çağrının bulunmaması müzakerelerde tansiyonu yükseltti.
Bu değişikliğin, başta Suudi Arabistan, Rusya ve Hindistan gibi üretici ülkelerin baskısıyla yapıldığı belirtiliyor.
Ancak aralarında Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya ve ada devletlerinin bulunduğu 29 ülke, Brezilya başkanlığına sert bir mesaj göndererek, “Fosil yakıtlardan adil ve düzenli çıkış için bir yol haritası yoksa COP30 taslağını kabul etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Fosil yakıtlardan çıkış için bağlayıcı olmayan ancak kapsayıcı bir yol haritası oluşturulması için 80’den fazla ülkenin katılımıyla bir koalisyon oluşturulmuştu. Koalisyon; her ülkenin kendi planını hazırlayabilmesi, ortak raporlama dönemleri belirlenmesi ve fosil yakıt kullanımının aşamalı azaltımına ilişkin küresel bir takvim oluşturulması gibi öneriler sunuyordu. Ancak taslaktan ilgili bölümün tamamen çıkarılmasıyla bu girişim de askıda kaldı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, zirvede yaptığı açıklamada net bir çağrıda bulunarak “Fosil yakıtlardan uzaklaşma için net bir plan şart. Son ana kadar mücadele etmeliyiz. Dünya Belem’i izliyor” dedi. Guterres, adil geçişin sosyal boyutuna da dikkat çekerek ülkeleri esnek ve yapıcı bir yaklaşıma davet etti.
Uyum finansmanında belirsizlik sürüyor
Taslak metinde, uyum finansmanının 2030’a kadar 2025 seviyelerine göre üç katına çıkarılması gerektiği vurgulandı. Ancak bu finansmanın gelişmiş ülkelerden mi, kalkınma bankalarından mı veya özel sektörden mi geleceğinin belirtilmemesi, özellikle gelişmekte olan ülkelerde hayal kırıklığı yarattı.
Uyum yatırımları; altyapı iyileştirme, hava olaylarına dayanıklı binalar, erken uyarı sistemleri gibi yatırımlar, finansal olarak düşük getirili olduğundan özel yatırımcıyı çekmekte zorlanıyor.
Taslak ayrıca önümüzdeki üç COP zirvesi boyunca iklim ve ticaret konularında bir diyalog başlatılmasını öneriyor. Bu madde Çin ve benzer görüşteki ülkeler tarafından olumlu karşılanırken, AB için rahatsızlık verici olarak değerlendiriliyor.
Çünkü ticaret tartışmalarının merkezinde ağırlıkla AB’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) bulunuyor. Nitekim Güney Afrika ve Hindistan başta olmak üzere kimi ülkeler SKDM’nin kaldırılmasını savunuyor.
Perşembe günü konferans merkezinde çıkan yangın nedeniyle müzakereler yaklaşık 6 saat durdu. Bu beklenmedik aksaklık, son günlere zirvede yaşanan stresi daha da artırdı. Brezilya başkanlığı, anlaşmanın çarşamba günü tamamlanacağını umuyordu ancak yol haritası krizi, taslaktan silinen ifadeler, bloklar arasındaki sert pozisyon farkları süreci durma noktasına getirdi.
Programın hafta sonuna sarkması artık neredeyse kesin olarak görülüyor.
