İklim değişikliği, küresel su dengesini derinden sarsıyor

İklim değişikliği, küresel su dengesini derinden sarsıyor

“Küresel Su Kaynaklarının Durumu 2024” raporu, iklim değişikliğinin artık suyun her bileşenine sirayet ettiğini açık biçimde ortaya koyuyor.

Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (World Meteorological Organization, WMO) “Küresel Su Kaynaklarının Durumu 2024” raporu, geçen yılın hem tarihin en sıcak yılı hem de küresel su döngüsünün en bozulmuş yıllarından biri olduğuna dikkat çekiyor.

Rapor, nehir akışlarından yeraltı sularına, göl seviyelerinden buzul erimelerine kadar dünya genelinde su kaynaklarının dramatik biçimde değiştiğini ortaya koyuyor.

2024, ölçümlerin başladığı günden bu yana en sıcak yıl oldu

Raporun öne çıkan bulgularına göre, 2024, sanayi öncesi ortalamanın 1,55°C üzerinde seyreden sıcaklık değeriyle son 175 yılın en sıcak yılı oldu. Yılın ilk yarısında güçlü bir El Niño olayı gözlemlendi ve Güney Amerika’nın kuzeyi ile Güney Afrika’da ciddi kuraklıklar meydana geldi. Buna karşılık, Orta ve Kuzey Avrupa, Kazakistan, Pakistan, Kuzey Hindistan ve Rusya’nın güney kesimleri normalin oldukça üzerinde yağış aldı. WMO, bu durumun küresel ısınma ile doğal iklim döngülerinin birlikte etkili olduğuna işaret ettiğini belirtti.

Küresel akarsuların yalnızca üçte biri normal seviyede

WMO’nun verileri, 2024 yılında dünya genelindeki nehir havzalarının yaklaşık yüzde 60’ında akışların normalin dışında gerçekleştiğini gösterdi. Sadece üçte bir oranında havzada akışlar 1991–2020 ortalamalarına yakın seyretti. Amazon, São Francisco, Paraná ve Orinoco gibi Güney Amerika’nın büyük nehirlerinde çok düşük akışlar kaydedilirken, Avrupa, Hindistan, Kazakistan ve Rusya’daki büyük havzalarda normalin çok üzerinde debiler gözlendi. Afrika’nın batısında aşırı yağışlar taşkınlara yol açarken, güney havzaları ciddi kuraklıkla karşı karşıya kaldı. Kuzey Amerika’da ise Mackenzie ve Fraser gibi nehirlerde düşük debi koşulları sürerken, Mississippi Nehri 2023’teki kuraklığın ardından normale döndü.

Rezervuarlar ve göller arasında keskin farklar mevcut

Rapora göre, 2024 yılında rezervuar girişleri ve doluluk oranları bölgelere göre büyük farklılıklar gösterdi. Güney Amerika’nın La Plata Havzası’nda akışlar düşük kalırken, buna bağlı olarak birçok barajda da su seviyesi “normal altı” sınıflandırmasına girdi. Buna karşın, Kuzey ve Batı Avrupa ile Güneydoğu Asya’daki barajlarda, yüksek akışlara paralel biçimde normalin üzerinde doluluk oranları kaydedildi. Doğu Afrika kıyısındaki barajlarda ise 2024 yılı boyunca depolama değerleri çok yüksek seyretti. Ancak WMO, Batı Afrika’da bazı barajlarda yüksek giriş akışına rağmen düşük depolama seviyeleri ölçüldüğünü, bunun muhtemelen su çekimi veya rezervuar yönetimiyle ilgili olduğunu belirtti.

Yeraltı sularında aşırı kullanım dengesizlik yaratıyor

WMO, 2024 yılında 47 ülkedeki 37.406 yeraltı suyu istasyonundan veri topladı. Bu istasyonların yüzde 38’inde su seviyeleri normal, yüzde 25’inde düşük, yüzde 37’sinde ise normalin üzerindeydi. Avrupa, Hindistan ve Güney Brezilya’da, 2023’te düşük seyreden seviyelerin yeniden yükseldiği, bunun yoğun yağışlarla ilişkili olduğu belirtildi. Buna karşın, ABD’nin Orta Batı bölgesi, Meksika, Hindistan’ın kuzeybatısı ve Şili gibi alanlarda, uzun vadeli kuraklık olmamasına rağmen yeraltı sularında düşüş gözlendi. Rapora göre bu durum, doğrudan aşırı yeraltı suyu çekiminden kaynaklandı.

Küresel su depoları azalıyor

Kara üzerindeki toplam su kütlesi 2024’te Afrika’nın güneyi ve Amerika kıtası üzerinde belirgin şekilde azaldı. Amazon ve La Plata havzaları, 2023’ten bu yana devam eden şiddetli kuraklık nedeniyle “çok düşük seviye” kategorisine girdi. Buna karşılık, Orta ve Batı Avrupa’da 2023’teki eksiklikler yağış fazlası nedeniyle toparlandı.

Buzullar hızla erimeye devam ediyor

Rapora göre, 2024 yılında kar su eşdeğeri değerleri Avrupa ve Kuzey Amerika’da normalin altında kaldı. Doğu ve Orta Avrupa’daki kar örtüsü, normalden erken eridi; bu da sel riskini artırdı. Orta Asya’da kar erimesi, özellikle Kazakistan ve Rusya sınırında taşkınlara neden oldu. Buzullar ise küresel ölçekte üçüncü yıl üst üste geniş çaplı kütle kaybı yaşadı: 2024’te yaklaşık 450 gigaton buz eridi, bu da deniz seviyesini 1,2 milimetre yükseltti. En fazla kütle kaybı İskandinavya, Svalbard ve Kuzey Asya’da gözlendi. Raporda, “birçok küçük buzul artık zirve su noktasını geçmiş durumda” denilerek, erime sürecinin geri dönüşsüz hale geldiği uyarısı yapıldı.

Aşırı hava olaylarıyla küresel denge bozuluyor

2024 yılı, suyla ilgili afetler açısından kayıtlara “aşırılıklar yılı” olarak geçti. Afrika, yaklaşık 2.500 can kaybı ve 4 milyon yerinden edilen insanla en ağır bilanço yaşayan kıta oldu. Avrupa’da, 2013’ten bu yana en geniş çaplı sel olayı kaydedildi. Asya ve Pasifik’te tayfunlar ve aşırı yağışlar sonucu binin üzerinde insan yaşamını yitirdi. Brezilya’da, aynı anda sel ve kuraklık olayları yaşandı. Ülkenin güneyindeki sel felaketinde 183 kişi yaşamını yitirdi, Amazon havzasındaki kuraklık ise ülke topraklarının yüzde 59’unu etkiledi.

Su gözlem istasyonları yaygınlaşıyor

WMO, son dört yılda su gözlem istasyonlarının sayısında büyük artış olduğunu da vurguladı. 2021’de yalnızca 7 ülkede 14 istasyon veri sağlarken, 2024’te 41 ülkede 2.777 istasyon aktif hale geldi. Yeraltı suları için 2022’de 10 ülke veri paylaşırken, 2024’te bu sayı 47’ye çıktı. Ancak örgüt, Afrika ve Asya’nın hâlâ küresel veri toplama ağında yalnızca yüzde 3’lük paya sahip olduğunu ve bu kıtalarda gözlem eksikliğinin kritik önemde olduğunu belirtti.

WMO, rapor çerçevesinde çizdiği genel tabloyu yalnızca bir çevresel tehdit değil, aynı zamanda ekonomik istikrar, gıda güvenliği ve toplumsal barış için temel bir risk olarak değerlendiriyor. Rapor, 2024 yılının su krizinin iklim krizinin en görünür yansıması haline geldiği bir dönüm noktası olarak kayda geçtiğini vurguluyor.

Paylaş