İklim krizine karşı gerekli önlemler alınmazsa, 2050’ye kadar 14,5 milyondan fazla ölüm ve küresel ekonomide 12,5 trilyon dolarlık kayıp yaşanabilir.
Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum, WEF) ve Boston Consulting Group (BCG) iş birliğiyle hazırlanan “İklim Değişikliğinin Sağlık Üzerindeki Etkilerine Karşı Ekonomik Dayanıklılık Oluşturmak” raporu, iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkilerinin küresel ekonomiyi derinden sarsacağı uyarısında bulunuyor.
Rapora göre, gerekli önlemler alınmazsa 2050’ye kadar 14,5 milyondan fazla ölüm ve küresel ekonomide 12,5 trilyon dolarlık kayıp yaşanması öngörülüyor. Bu kayıpların büyük kısmının ise altyapısı zayıf, sağlık hizmetlerine erişimi sınırlı ve afetlere hazırlıksız bölgelerde görülmesi bekleniyor.
Önümüzdeki 25 yılda 1,5 trilyon dolarlık üretim kaybı yaşanabilir
İklim değişikliğinin yol açtığı sağlık sorunları artık yalnızca bir insani kriz değil; aynı zamanda küresel ekonomiyi temelden sarsan devasa bir tehdit olarak görülüyor. Rapora göre, artan sıcaklıklar, yeni salgınlar, gıda güvensizliği ve hava kirliliği gibi iklim kaynaklı sağlık riskleri, önümüzdeki 25 yıl boyunca ekonomik verimliliği önemli ölçüde azaltacak. Çalışanların hastalık nedeniyle iş gücünden uzak kalması veya verim kaybı yaşaması, 2025-2050 döneminde toplamda 1,5 trilyon dolardan fazla üretim kaybına neden olacak.
Bu kayıplar sadece şirket bilançolarını değil, ülkelerin ekonomik büyümesini de doğrudan etkileyecek. Özellikle tarım, inşaat ve sağlık gibi emek yoğun sektörlerde iş gücü kayıpları zincirleme şekilde tedarik zincirlerini sekteye uğratacak, maliyetleri yükseltecek ve rekabet gücünü azaltacak.
Öte yandan sağlık sistemleri de iklim değişikliğinin yükünü taşımakta zorlanacak. Rapora göre, aşırı sıcaklara bağlı ölümlerden bulaşıcı hastalıklara, kötü beslenme ve kronik hastalıklardan ruh sağlığı sorunlarına kadar geniş bir yelpazede artacak sağlık riskleri, küresel sağlık sistemlerine 1,1 trilyon dolarlık ek tedavi maliyeti yükleyecek. Kamu ve özel sektör, bu maliyetlerle baş edebilmek için daha fazla yatırım yapmak zorunda kalacak. Ancak rapor, bugün alınacak önlemler ile gelecekteki kayıpların azaltabileceğini ve yeni fırsatlar yaratılabileceğini belirtiyor.
En kırılgan sektörler hangileri?
Rapor, iklim-sağlık etkilerine en açık ve bu nedenle en kırılgan dört sektörü ayrıntılı biçimde inceliyor. Bu sektörler arasında ise gıda ve tarım, yapılı çevre, sağlık hizmetleri ve sigorta yer alıyor.
- Gıda ve Tarım: 2050’ye kadar 24 milyon insanın daha açlık riskiyle karşı karşıya kalacağı öngörülüyor. Tarım işçilerinin sağlık sorunları nedeniyle 2025-2050 arasında 740 milyar dolar üretim kaybı yaşanması bekleniyor. Çözüm için hassas tarım teknolojileri, iklim dayanıklı yöntemler ve iş güvenliği öneriliyor.
- Yapılı Çevre: Dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşıyor, ancak şehir altyapılarının çoğu aşırı sıcak ve hava kirliliğine karşı yetersiz kalıyor. İnşaat sektöründe 2025-2050 döneminde 570 milyar dolarlık iş gücü kaybı öngörülüyor. Rapor, iklim dayanıklı binaların ve yeşil şehir planlamasının insan sağlığını ve ekonomiyi koruyabileceğini belirtiyor.
- Sağlık ve Sağlık Hizmetleri: Sektörün 2050’ye kadar en az 200 milyar dolarlık iş gücü kaybı yaşaması bekleniyor. Ayrıca yeni salgınlar, artan sıcaklık kaynaklı ölümler ve hava kirliliği sağlık sistemine büyük yük getirecek. Rapor, koruyucu sağlık sistemleri, yeni ilaçlar ve tele-sağlık çözümlerine yatırım çağrısı yapıyor.
- Sigorta: İklim değişikliği nedeniyle artan sağlık, hayat ve maddi kayıplar sigorta sektörünü de dönüştürüyor. Bugün düşük gelirli bölgelerde sağlık sigortası kapsamı yalnızca yüzde 8 seviyesinde kalıyor. Rapora göre, sektörün yenilikçi sigorta ürünleri geliştirmesi, risk azaltıcı teşvikler sunması ve daha kapsayıcı modeller ortaya koyması hem toplumsal fayda sağlayacak hem de sigorta şirketlerine yeni bir büyüme alanı yaratacak.
Şirketler hangi adımları atmalı?
Rapor, sadece dört kritik sektöre değil, tüm iş dünyasına yönelik de temel öneriler sıralıyor:
- Koruyucu ekipman, esnek çalışma saatleri, serinleme çözümleri gibi işçi sağlığını koruyacak önlemleri yaygınlaştırmak,
- İklim-duyarlı sağlık sigortaları geliştirmek,
- Erken uyarı ve risk izleme sistemleri kurmak,
- İklim ve sağlık araştırmalarına yatırım yapmak,
- Gıda, barınma ve sağlık altyapısını güçlendirmek,
- Acil durum hazırlık planları oluşturmak,
- Çalışanlar ve toplum için iklim-sağlık eğitimleri vermek,
Rapor, bugünden harekete geçilmezse, gelecekte büyük bedellerle karşı karşıya kalınacağı uyarısında bulunuyor. Rapora göre eğer şirketler iklim-sağlık risklerini iş stratejilerine entegre etmezse, artan maliyetler, üretim kayıpları, iş gücü sorunları ve sosyal istikrarsızlık kaçınılmaz olacak.
Bu nedenle rapor küresel iş birliğinin kurulması, yenilikçi finansman modellerinin geliştirilmesi ve iklim-sağlık dayanıklılığının iş stratejilerine entegre edilmesi olmak üzere iş dünyasına üç temel çağrıda bulunuyor.