“Sürdürülebilirlik Raporlama Platformu” lansmanı İSTKA desteği ve MEXT ev sahipliği, İSO ve MESS ortaklığıyla gerçekleştirildi.
Sürdürülebilirlik raporlaması, sanayi için yalnızca bir uyum gerekliliği olmaktan çıkarak stratejik karar alma süreçlerinin ayrılmaz bir parçası haline geliyor.
İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen “İkiz Dönüşüme Yönelik Teknoloji Altyapılarının Oluşturulması: Sürdürülebilirlik Raporlama Platformu” projesinin açılış etkinliği MEXT Teknoloji Merkezi ev sahipliğinde gerçekleşti.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ortaklığında hayata geçirilen proje; İstanbul’daki imalat sanayii firmalarının sürdürülebilirlik raporlamasına geçiş sürecini hızlandırmayı, dijital ve yeşil dönüşüm kapasitelerini güçlendirmeyi, uluslararası standartlara uyum süreçlerini kolaylaştırmayı hedefliyor.
Proje kapsamında geliştirilecek yapay zekâ tabanlı dijital raporlama platformu ile sanayi kuruluşlarının sürdürülebilirlik verilerini daha sistematik, karşılaştırılabilir ve uluslararası standartlarla uyumlu biçimde raporlaması amaçlanıyor. Açılış etkinliğinde, sürdürülebilirlik raporlamasının sanayi için taşıdığı stratejik önem, raporlama süreçlerinde karşılaşılan zorluklar ve başarılı uygulama örnekleri uzman konuşmacılar tarafından ele alındı.
Etkinlik kapsamında düzenlenen oturumlarda ise sanayi firmalarının Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile IFRS S1 ve S2 standartları başta olmak üzere yeni nesil sürdürülebilirlik ve iklim regülasyonlarına uyum yolculuğu da kapsamlı biçimde değerlendirildi.
MEXT, dijitalden yeşile sanayinin dönüşüm yolculuğunu sahaya taşıyor
Etkinliğin açılış konuşmalarını ise MEXT Genel Müdürü Efe Erdem ve İSO Genel Sekreter Yardımcısı Burçin Değirmencioğlu gerçekleştirdi.
MEXT’in yaklaşık beş buçuk yıllık faaliyet döneminde hayata geçirdikleri hakkında bilgilendirmede bulunan MEXT Genel Müdürü Efe Erdem “Başlangıçta odağımız dijital dönüşümdü; o dönemde sanayicimizin gündemindeki en öncelikli başlık buydu. 2023 itibarıyla yeşil dönüşüm alanında nitelikli bir ekip kurduk. Çünkü rekabetçilik açısından bunun artık elzem olduğunu sahada çok net görüyorduk. MEXT’in değer önerisi; dijital fabrika altyapısı, sahadaki güçlü danışmanlık kası, eğitim ve ekosistem geliştirme–partnerlik yaklaşımı üzerine kurulu. Dijital fabrikamız yalnızca ilham veren bir gösterim alanı değil; gerçek üretimin yapıldığı, somut uygulamaların hayata geçirildiği canlı bir ortam. Aynı zamanda sahada danışmanlık veriyor, eğitimler düzenliyor ve en nitelikli çözüm sağlayıcıları sanayicilerimizle buluşturuyoruz” dedi.
Erdem, “Beş yılın sonunda geldiğimiz noktada dijital fabrikamız 200’ün üzerinde uygulamaya ev sahipliği yapıyor. Sahada 800’den fazla firmaya dokunduk. Metal sanayiyle başlayan yolculuğumuz bugün tekstilden kimyaya, gıdadan ilaca kadar genişledi. 12 bine yakın kişiye eğitim verdik; bunların yaklaşık yüzde 60’ı fabrika çalışanları. 100’ün üzerinde yerli ve yabancı partnerle çalışıyor, 400’den fazla etkinliğe ev sahipliği yapıyoruz. MEXT yalnızca İstanbul’da faaliyet gösteren bir yapı değil; Muş’taki bir çimento fabrikasına da sahada dokunabilen bir ekibiz. Bu dönüşümü ölçeklerken kamu destekleri, özel sektör iş birlikleri ve Avrupa Birliği projelerini aktif biçimde kullandık. Yapay zekâyı da bu dönüşümün hızlandırıcı unsuru olarak konumlandırıyor; eğitim, danışmanlık, altyapı ve finansmana erişimi birlikte ele alıyoruz. Özetle MEXT, kâr amacı gütmeden, ülke sanayisinin rekabetçiliğini korumak ve artırmak için kurulmuş; farkındalıktan sahada uygulamaya, uçtan uca destek sunan bir merkez” ifadelerini kullandı.
Sürdürülebilirlik raporlaması sanayide stratejik bir yönetim aracına dönüşüyor
İSO Genel Sekreter Yardımcısı Burçin Değirmencioğlu ise yaptığı açılış konuşmasında sanayinin çok boyutlu risklerle karşı karşıya olduğu bu dönemde sürdürülebilirlik raporlamasının, şirketlerin finansal ve finansal olmayan performansını entegre biçimde yönetmesini sağlayan, uzun vadeli değer yaratma kapasitesini güçlendiren ve ikiz dönüşüm sürecini destekleyen stratejik bir yönetim aracı haline geldiğini vurguladı.
“Bugün sanayimizin; iklim değişikliği, enerji arz güvenliği, jeopolitik belirsizlikler, tedarik zinciri kırılmaları ve finansal dalgalanmalar gibi çok boyutlu risklerle karşı karşıya olduğu bir dönemdeyiz. Bu gelişmeler, şirketlerin yalnızca bugünkü performanslarını değil, gelecekte var olup olamayacaklarını da doğrudan etkiliyor. Böyle bir dönemde şirketlerin ekonomik, sosyal ve çevresel riskleri proaktif biçimde analiz ederek strateji geliştirmesi büyük önem taşıyor” diyen Değirmencioğlu, “Bu sürecin başarıyla yürütülmesinde, strateji geliştiren ve bunu doğru biçimde yönetmek isteyen sanayi kuruluşlarımız için en önemli araçlardan birini ise sürdürülebilirlik raporlaması oluşturuyor. Sürdürülebilirlik raporlaması; etki ve ilerlemenin ölçülebilir göstergelerle ortaya konulması, paydaşlara karşı sorumlu ve hesap verebilir bir yaklaşımın benimsenmesi anlamına geliyor. Yapılan çalışmalar, güçlü bir sürdürülebilirlik performansını şeffaf biçimde ortaya koyan şirketlerin küresel ölçekte daha güvenilir bir iş ortağı olarak tercih edildiğini gösteriyor. Bu nedenle biz sürdürülebilirlik raporlamasını, finansal ve finansal olmayan performansın nasıl entegre edildiğini ve uzun vadeli değer yaratma kapasitesinin nasıl güvence altına alındığını gösteren stratejik bir yönetim aracı olarak görüyoruz” dedi.
Sürdürülebilirlik raporlamasının dönüşüm sürecindeki önemine dikkat çeken Değirmencioğlu, “Sürdürülebilirlik raporlaması, yeşil dönüşüm hedeflerinin dijital altyapılar ve yeni yöntemlerle desteklendiği ikiz dönüşüm sürecinin ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Sürdürülebilirlik Raporlama Platformu’nu da tam olarak bu ihtiyaca yanıt vermek üzere tasarladık. Bu yapının, raporlamayı zor ve karmaşık bir yük olmaktan çıkararak stratejik karar alma süreçlerinin doğal bir parçası haline getirmesini hedefliyoruz. İstanbul Sanayi Odası olarak, 23 bini aşkın üyemiz olan sanayi firmalarımızın dönüşüm sürecini kolaylaştıracak ve onlara rehberlik edecek bu platformu son derece stratejik bir adım olarak değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Sürdürülebilirlik ve dijital dönüşümde raporlama, kurumsal stratejinin merkezinde yer alıyor
Açılış konuşmalarının ardından ERTA Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güler Aras, şirketlerde sürdürülebilirlik ve dijital dönüşümün raporlama, veri ve stratejiyle birlikte nasıl yönetilmesi gerektiğine dair kapsamlı bilgilendirmede bulundu.
Yeşil ve dijital dönüşümün şirketler için artık bir tercih değil, küresel rekabet ve regülasyonlar nedeniyle zorunlu bir süreç haline geldiğini söyleyen Aras, sürdürülebilirlik raporlamasının yalnızca bir uyum meselesi değil, şirket stratejilerinin merkezine yerleşmesi gereken bir dönüşüm aracı olduğunu vurguladı. Finansal ve sürdürülebilirlik performansının birlikte ele alınmasının önemine dikkat çeken Aras, entegre raporlama, dijital altyapı ve tedarik zincirinin sürece dahil edilmesinin önümüzdeki dönemin en kritik başlıkları olduğunu ifade etti.
Aras’ın konuşmasından sonra MEXT Sürdürülebilirlik Program Yöneticisi Andaç Özhan, Sürdürülebilirlik Raporlama Platformu projesi hakkında kapsamlı bilgi verdi.
Sürdürülebilirlik raporlamasında yeni dönemin dinamikleri neler?
Açılış etkinliği “Sürdürülebilirlik Odaklı Dönüşümde Raporlamanın Önemi” ve ” Sürdürülebilirlik Raporlamasında Yeni Dönem Deneyimleri” başlığını taşıyan panellerle devam etti.
İSO Sürdürülebilirlik, Enerji ve Çevre Dönüşümü Şubesi Müdürü Gülberk Ertap Kaya moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Sürdürülebilirlik Odaklı Dönüşümde Raporlamanın Önemi” panelinde CDP Türkiye Ülke Müdürü Mirhan Köroğlu Göğüş ve Kurumsal Risk Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Derya Acar Kaldırım konuşmacı olarak yer aldı.
Panelde, sürdürülebilirlik raporlamasının son on yılda geçirdiği dönüşüm ve bu dönüşümün yatırımcı beklentileriyle nasıl şekillendiği kapsamlı biçimde ele alındı. Konuşmalarda, iklim değişikliğiyle başlayan veri toplama sürecinin zamanla su, ormansızlaşma, biyoçeşitlilik ve doğa risklerini kapsayan bütünleşik bir yapıya evrildiği vurgulandı. CDP’nin 2024 itibarıyla iklim, su ve doğa başlıklarını finansal etkilerle birlikte ele alan yeni yaklaşımının, yatırımcıların karşılaştırılabilir ve bütüncül veri ihtiyacına yanıt vermeyi amaçladığı ifade edilirken, IFRS S2 başta olmak üzere uluslararası standartların CDP soru setlerine entegre edilmesinin, şirketler üzerindeki raporlama yükünü azaltarak uyum sürecini hızlandırdığı belirtildi.
Panelde Türkiye’nin mevcut durumu da ayrıntılı biçimde değerlendirildi. Yönetim kurulları düzeyinde risk yönetimi ve strateji geliştirme başlıklarında yüksek bir olgunluk seviyesine ulaşıldığı, ancak bu yapıların yatırım planlarına ve gerçek sermaye akışına yeterince yansımadığı ifade edildi. Bilim temelli hedef koyan şirket sayısının hâlen düşük olduğu, tedarik zinciri ve değer zinciri yönetiminin ise en kırılgan alanlardan biri olmaya devam ettiği vurgulanırken, IFRS ve ISSB zorunluluklarıyla yapılan uyum analizlerinde Türkiye’deki şirketlerin küresel ortalamaların üzerinde bir performans sergilediği aktarıldı.
Gelecek döneme ilişkin öngörülerde ise regülasyonların temel itici güç olacağına dikkat çekildi. Zorunlu raporlamayla birlikte denetim ve güvence mekanizmalarının güçleneceği, dijitalleşme ve yapay zekânın özellikle Kapsam 3 emisyonları ve tedarik zinciri verilerinin yönetiminde belirleyici rol oynayacağı ifade edildi. Küçük ve orta ölçekli işletmeler için mükemmel raporlar yerine tutarlı ve sürdürülebilir veri toplama süreçlerine hızla başlamanın önemine işaret edilirken, büyük şirketlerin KOBİ’leri yönlendirmesinin kritik olduğu vurgulandı. Panelde ayrıca sürdürülebilirlik raporlamasında parçalı yapıdan bütünleşik sisteme geçişin kaçınılmaz olduğuna ve bu dönüşümün şirketlerin rekabet gücünü doğrudan etkileyeceğine dikkat çekildi.
Sürdürülebilirlik raporlaması finansal karar mekanizmalarıyla bütünleşiyor
“Sürdürülebilirlik Raporlamasında Yeni Dönem Deneyimleri” ise MEXT Sürdürülebilirlik Yöneticisi Yusuf Turhan moderatörlüğünde ve Sarkusyan Ticari Muhasebe Müdürü Şefiye Yayla, TOFAŞ Kıdemli Sürdürülebilirlik Uzmanı Ahu Köksal ile Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Panelde TSRS’nin sürdürülebilirlik raporlamasını gönüllü bir çerçeveden çıkararak finansal doğrulama, yönetişim ve yatırım kararlarıyla doğrudan ilişkili bir yapıya dönüştürdüğüne dikkat çekildi. TSRS ile birlikte sürdürülebilirlik çalışmalarının yatırımcı beklentileriyle daha doğrudan ilişkilendiği ifade edilirken, finans ekiplerinin artık sürdürülebilirlik süreçlerinde belirleyici aktörler haline geldiği, çevresel ve sosyal etkilerin finansal karşılıklarının planlama ve strateji süreçlerine entegre edilmeye başlandığı belirtildi.
Panelde, regülasyonların ve yeşil finansman araçlarının Türkiye’de şirketler için güçlü bir itici unsur oluşturduğu, ancak bu dönüşümün üst yönetim sahiplenmesi olmadan kalıcı hale gelmesinin mümkün olmadığı vurgulandı.
Panelin tedarik zincirleri de ele alınarak Kapsam 3 emisyonları ve tedarikçi yönetiminin kritik bir alan haline geldiğine de dikkat çekildi.
“Sürdürülebilirlik Raporlama Platformu” projesi neyi hedefliyor?
“İkiz Dönüşüme Yönelik Teknoloji Altyapılarının Oluşturulması: Sürdürülebilirlik Raporlama Platformu” projesi, İstanbul’daki üretim odaklı sanayi firmalarının sürdürülebilir üretim, kurumsal yönetişim ve dijital dönüşüm alanlarında güçlendirilmesini amaçlarken, firmaların Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması gibi uluslararası düzenlemelere uyum sürecini hızlandırmayı hedefliyor.
12 ay sürecek proje kapsamında, 100’ün üzerinde sanayi firmasına ve 500’den fazla katılımcıya ulaşılması planlanıyor. Birbiriyle entegre altı iş paketinden oluşan program çerçevesinde, firmaların veri toplama ve raporlama süreçlerini dijitalleştirecek yapay zekâ destekli bir sürdürülebilirlik raporlama platformu geliştirilecek. Platform, ESG veri izleme ve yönetişim modülü ile yapay zekâ destekli raporlama modülünden oluşacak; firmalar karbon, enerji, su ve atık gibi çevresel verilerini sisteme aktararak otomatik taslak raporlar oluşturabilecek.
Proje kapsamında ayrıca çevrim içi sürdürülebilirlik eğitimleri, bilgilendirme faaliyetleri ve uygulamalı çalıştaylar düzenlenecek. Çifte önemlilik analizi, sürdürülebilirlik stratejisi, risk analizi ve veri yönetişimi gibi başlıklara odaklanacak bu çalışmalarla firmaların raporlama kapasitelerinin artırılması hedeflenirken, beş pilot firmanın yapay zekâ destekli sürdürülebilirlik raporlamasını hayata geçirmesi sağlanacak. Proje, kamu, özel sektör ve akademi arasında iş birliğini güçlendiren kalıcı bir sürdürülebilirlik ekosistemi oluşturmayı amaçlıyor.
