Ülkeler neden karbon fiyatları konusunda iş birliği yapmalı?

Ülkeler neden karbon fiyatları konusunda iş birliği yapmalı?

Karbon için uluslararası bir taban fiyat belirlenmesi, ülkelerin rekabet gücünden ödün vermeden dünyanın yeşil enerjiye geçişini hızlandırabilir.

Paris Anlaşması kapsamında net-sıfır emisyon hedefleri giderek daha fazla taahhüt ediliyor. Ancak küresel ısınmayı 1,5 ila 2°C ile sınırlamak, önümüzdeki on yılda emisyonların yüzde 25 ya da yüzde 50 oranında azaltılmasını gerektiriyor. Belirlenen hedeflere ulaşmak için kısa vadeli etki azaltma eylemini hızlandırmak gerekli. Peki bunu Paris Anlaşması’na taraf olan 195 ülkeyle aynı anda başarabilmenin yöntemi nedir?

Geçtiğimiz yıl Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund, IMF), dünyanın en büyük emisyon yayıcılarının ekonomik kalkınma seviyelerine bağlı olarak, bir ton karbon için 25-75 dolar taban fiyat ödemeleri çağrısında bulunan Uluslararası Karbon Fiyat Tabanı (International Carbon Price Floor, ICPF) anlaşmasını önerdi. Teklif, bazı ülkelerin karbon fiyatlandırmasına alternatif politikalar (örneğin düzenlemeler) kullanabileceğini kabul ediyor. Ancak bu alternatiflerin en azından karbon fiyat tabanıyla aynı miktarda emisyon azaltımı sağlaması gerekiyor.

Ödemeye değer bir bedel

Öneriye göre, ülkelerin düşük karbonlu enerjiye yatırım yapmalarının, küresel ekonomik büyüme üzerinde yalnızca küçük bir etkisi olacak. IMF’ye göre ICPF, küresel gayri safi yurtiçi hasılayı, taban fiyat uygulamasının olmadığı duruma göre 2030 yılına kadar yüzde 1,5 oranında azaltacak ve dünyanın en yoksul ülkeleri çok daha küçük bir yavaşlama (yüzde 0,6) görecek. Bu, Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin yakın tarihli bir raporunda belirtildiği gibi, karbon emisyonlarını azaltmamanın doğuracağı trilyonlarca dolara varan daha büyük maliyetleri önlemek için ödenmeye değer bir bedel olarak görülüyor.

Ayrıca öneride, geçiş maliyetlerinin, farklılaştırılmış karbon fiyat tabanları aracılığıyla farklı gelir seviyelerine sahip ülkeler arasında üstlendikleri sorumluluklara göre tahsis edileceği vurgulanıyor. ICPF önerisi, düşük gelirli ülkeler için 25 dolar, orta gelirli ülkeler için 50 dolar ve yüksek gelirli ülkeler için 75 dolar olmak üzere karbon ton başına fiyat tabanları belirliyor. Bu fiyatlandırma yönteminin, tek tip bir küresel karbon fiyatından daha adil olacağı ve geçmişte siyasi olarak sorunlu olan ülkeler arasındaki ek transfer ödemelerine daha az ihtiyaç duyulmasını sağlayacağı düşünülüyor.

Birçok ülkenin (özellikle yüksek gelirli olanların), Ulusal Katkı Beyanları (Nationally Determined Contributions, NDCs) ile iddialı bir iklim politikası taahhüt ettiği göz önüne alındığında, ülkelerin hedeflerine ulaşmaları için yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalmaları olası. Öte yandan küresel emisyonların hızla büyüyen bir payını oluşturan orta ve düşük gelirli ülkelerin katkılarının güçlendirilmesinin, küresel sıcaklıkları kontrol altında tutmanın anahtarı olduğu belirtiliyor.

Küresel bir anlaşmanın yokluğunda, iddialı NDC belirleyen yüksek gelirli ülkelerin, ithal edilen ürünlerin karbon emisyonlarına sınırda karbon düzenlemesi (Border Carbon Adjustment, BCA) olarak isimlendirilen bir tarife koymaları bekleniyor. Buradaki amaç, yerli sanayiyi daha az katı iklim politikalarıyla karşı karşıya olan yabancı rakiplerinden korumak. Ancak BCA’ların yoğun enerjiye sahip endüstrileri koruyabilmesine rağmen, küresel sıcaklık hedeflerine ulaşmak için yeterli emisyon azaltımını teşvik etmediği görülüyor. Bunun nedeni, BCA’ların yalnızca yerel karbon vergisi olmayan ülkelerden ihraç edilen malları vergilendirmeleri. ICPF ile yüksek gelirli ülkelerin BCA tarifesi uygulamasına gerek kalmayacağı öngörülüyor. Bu sayede tüm ülke gruplarının birlikte hareket edeceği ve yüksek gelirli ülkelerin rekabet gücünde büyük kayıplar yaşanmayacağı düşünülüyor. Bu durumun farklılaşmış karbon fiyat tabanlarında dahi geçerli olacağı belirtiliyor. Örneğin; orta ve düşük gelirli ülkelerden gelen ürünlerin daha fazla karbon yoğun olması sebebiyle, daha düşük karbon fiyatı ve daha yüksek karbon yoğunluğu birbirini dengeliyor. Dolayısıyla belirli bir ürün, tüm gelir gruplarında benzer karbon ödemeleri gerektiriyor.

Paylaş