2050’ye kadar beş milyardan fazla insan yılda en az bir ay suya erişemeyecek

2050’ye kadar beş milyardan fazla insan yılda en az bir ay suya erişemeyecek

Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından yayımlanan raporda yılda en az bir ay suya erişemeyen insan sayısının 2050 yılında beş milyarı aşacağı vurgulanıyor.

Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından yayımlanan “İklim Servislerinin Durumu 2021: Su” raporunda 2008 yılı verilerine göre su sıkıntısı çeken insan sayısının 2,3 milyar ve yılda en az bir ay suya erişemeyen insan sayısının ise 3,6 milyar olduğu belirtilirken 2050 yılına kadar bu sayının beş milyarı aşacağı vurgulanıyor:“İnsan kaynaklı stresörler nedeniyle su kaynakları üzerindeki baskı giderek artıyor. Son 20 yılda toprak nemi, kar ve buz kaynaklı kara yüzeyindeki ve yeraltındaki tüm suyu içeren karasal su depolama yılda 1 cm oranında kaybedildi. Dünyadaki suyun sadece yüzde 0,5’nin kullanılabilir ve erişilebilir tatlı su olduğu gerçeği içinde bulunduğumuz durumu daha da kötüleştiriyor.”

Entegre Su Kaynakları Yönetimi’nin (ESKY) uzun vadeli sosyal, ekonomik ve çevresel refahın sağlanması için hayati önem taşıdığının belirtildiği raporda, çoğu ülkenin ESKY uygulamalarını ilerletmiş olsa da 107 ülkenin su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi hedefinden çok uzakta olduğu ifade ediliyor: “2020’de 3,6 milyar insan güvenli bir şekilde yönetilen sanitasyon hizmetlerinden, 2,3 milyar insan ise temel hijyen hizmetlerinden yoksundu. 2030 yılına kadar herkes için erişilebilir ve temiz su hedefine ulaşmak için mevcut ilerleme oranlarının dört katına çıkması gerekiyor.”

Entegre Su Kaynakları Yönetimi nedir?

Dünya Meteoroloji Örgütü’nün raporunda önemli bir yer tutan Entegre Su Kaynakları Yönetimi (ESKY), su kaynaklarından maksimum ekonomik ve sosyal getirinin elde edilebilmesi için havzadaki su, toprak ve bunlarla ilişkili kaynakların korunması, yönetilmesi ve geliştirilmesi çalışmalarını kapsıyor. Kaynakların eşitlikçi kullanımını, tatlı su ekosistemlerinin korunmasını ve gerektiğinde restorasyonunun planlanmasını da içeren ESKY; paydaş analizi, akarsu havzalarına ilişkin bilgilerin derlenmesi, akarsu havzasının karakterizasyonu, gelecek için öngörüler geliştirilmesi ve bu öngörüleri tanımlayan senaryolar oluşturulması ve su ve suyla etkileşen diğer doğal kaynakların durumunu etkileyen tüm bileşenlerin ekosistem modeli içinde değerlendirilmesi gibi farklı aşamalardan oluşuyor.

2000’den beri sel felaketlerinde yüzde 134 artış

Raporda, su ile ilgili risklerin son 20 yılda artmış olduğuna da dikkat çekiliyor: “2000 yılından bu yana sel kaynaklı afetler önceki 20 yıla oranla yüzde 134 arttı. Sel kaynaklı ölümlerin ve ekonomik kayıpların çoğu, nehir taşkınları için uçtan uca uyarı sistemlerinin çoğunlukla eksik olduğu Asya’da yaşanıyor.” Rapora göre kuraklıkların sayısı ve süresi de yüzde 29 artmış durumda: “Kuraklığa bağlı ölümlerin çoğu Afrika’da meydana geldi ki bu kuraklık için uçtan uca uyarı sistemlerinin güçlendirilmesine devam edilmesi gerektiğini gösteriyor.”

“İklim Servislerinin Durumu 2021: Su” raporunda dünya çapında su için iklim hizmetlerinin uygulanması ve geliştirilmesine yönelik özellikle gelişmekte olan küçük ada ülkeleri ve az gelişmiş ülkelerde, su stresini daha iyi yönetmeye yönelik oluşturulacak Entegre Su Kaynakları Yönetimi uygulamalarına ve Afrika’daki kuraklık ve Asya’daki sel riskleri de dahil olmak üzere risk altındaki az gelişmiş ülkelerde uçtan uca kuraklık ve sel uyarı sistemlerine yatırım yapılması, iklim hizmetlerini ve erken uyarı sistemlerini destekleyen temel hidrolojik değişkenleri belirlemeye yönelik veri toplamadaki kapasite boşluğunun doldurulması ve iklim hizmetlerini kullanıcılarla birlikte geliştirmek ve operasyonel hale getirmek için ulusal düzeydeki paydaşlar arasındaki etkileşim geliştirilmesi tavsiyeleri veriliyor.

Deniz seviyesindeki artış zirvede

Dünya Meteoroloji Örgütü, COP26’nın ilk gününde yayımladığı “Küresel İklimin Durumu 2021” raporunda ise geçtiğimiz yıl atmosferdeki sera gazı yoğunluğunun yeni zirvesine ulaştığına ve bu yılın ocak-eylül arasındaki küresel sıcaklık artışının 1850-1900 dönemindeki ortalama sıcaklığa göre 1,09 derece arttığına dikkat çekiliyor.

Raporda ayrıca dünyada kayıtlardaki en sıcak yedi yıl olacağı öngörülen son yedi yılda deniz seviyesindeki artışın da zirveye çıktığı vurgulanıyor: “İklim değişikliği nedeniyle küresel deniz seviyesi 1993-2002 döneminde 2,1 milimetre artarken 2013-2021 döneminde 4,4 milimetre yükseldi. Deniz seviyesindeki artışın nedeni buz kütlesi tabakasındaki hızlı erim

Paylaş
1 Responses

Yorumlara kapalı.