Avrupa tekstil atıkları krizine çözüm arıyor  

Avrupa tekstil atıkları krizine çözüm arıyor  

JRC raporu, tekstil atıklarının çevresel bir yükten ekonomik fırsata dönüşebileceğini ortaya koyuyor.

Avrupa Birliği’nin (AB) döngüsel ekonomi hedefleri doğrultusunda hazırlanan rapor, kıtanın en büyük çevresel sorunlarından biri olan tekstil atıkları konusunda dikkat çekici veriler ortaya koyuyor.

Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi (The Joint Research Centre, JRC) tarafından yayımlanan “İtalya, Çekya ve Romanya’da Tekstil Atıklarının Kaderi ve Bileşimi” başlıklı çalışma, üç ülkede toplanan 18 ton kullanım sonrası tekstil atığını inceleyerek yeniden kullanım ve geri dönüşüm potansiyellerini değerlendiriyor. Bulgular, tekstil sektörünün sürdürülebilirlik yolunda önemli adımlar atması gerektiğini gösteriyor.

Avrupa genelinde her yıl yaklaşık 7 milyon ton tekstil atığı ortaya çıkıyor. Bunun yalnızca dörtte biri ayrı toplanıp yeniden kullanım veya geri dönüşüme yönlendirilebiliyor. Geri kalan kısım ise yakılıyor ya da çöplüklere gönderiliyor. Raporda, İtalya, Çekya ve Romanya örnekleri üzerinden bu sorunun boyutu ve bölgelere göre göze çarpan farklılıklar ortaya konuyor. Özellikle Güney ve Doğu Avrupa’da verilerin sınırlı olması, konunun yeterince ele alınmadığını ortaya koyuyor.

Tekstil atıkları İtalya’da ekonomik fırsata dönüşebilir

Avrupa’nın moda ve tekstil üretiminde öncü ülkesi olan İtalya, yalnızca tasarım ve ihracatta değil, tekstil atığı üretiminde de zirvede yer alıyor. Rapor verilerine göre ülkede her yıl 615 ila 800 bin ton arasında tekstil atığı oluşuyor. Bu devasa miktarın yalnızca yüzde 15 ila 20’si ayrı toplanabiliyor ve atıkların büyük kısmı çöplere karışıyor. Ayrı toplanan kısım içinde de yeniden kullanım öne çıkıyor.

Yüzde 65’i ikinci el piyasasına yönlendiriliyor, özellikle AB içi ve dışındaki ikinci el pazarlarında satılıyor. Yüzde 25’i ise geri dönüşüme gidiyor; bunlar arasında temizlik bezlerine dönüştürme, iplik geri kazanımı gibi işlemler yer alıyor. Kalan yüzde 10’luk kısım ise enerji geri kazanımı veya yakma tesislerine gönderiliyor.

İtalya, 2023’te gerçekleştirdiği 181 bin ton ikinci el tekstil ihracatıyla küresel tekstil ticaretinde de öne çıkıyor. Ancak uzmanlara göre, bu kadar yüksek ihracat oranı aynı zamanda ülke içinde geri dönüşüm yatırımlarının ve kapasitelerinin yeterince gelişmediğini de ortaya koyuyor. İtalya’nın döngüsel ekonomi hedefleri doğrultusunda, ihracat yerine atıkları yerinde geri dönüştürecek tesislere ve teknolojilere yatırım yapma konusunda daha etkili adımlar atması önem taşıyor.

Tekstil atıkları Romanya’da sürdürülebilirlik ihtiyacı yaratıyor

Romanya, tekstil atıkları konusunda Avrupa’nın en kırılgan ülkelerinden biri olarak öne çıkıyor. Yılda yaklaşık 160 bin ton tekstil atığı üreten ülkede, bunların yalnızca yüzde 8 ila 16’sı ayrı toplanabiliyor. Eurostat verilerine göre Romanya’da kişi başına düşen tekstil atığı miktarı 7,3 kg/yıl seviyesinde gerçekleşiyor. Ancak bu atıkların büyük kısmı toplama altyapısının yetersizliği nedeniyle ya çöplüklere gidiyor ya da yasa dışı şekilde depolanıyor.

Ülkede tekstil atıklarının ayrı toplanması için yeterli sayıda konteyner bulunmaması, geri dönüşüm tesislerinin kapasite sorunları ve ekonomik teşviklerin eksikliği, sorunun büyümesine yol açıyor.

Dahası, yasa dışı yollarla ülkeye giren tekstil atıkları da tabloyu ağırlaştırıyor. 2023 yılında 6 bin ton yasa dışı tekstil ve giysi atığı, ülke sınırlarında durduruldu. Tüm bu gelişmeler, ülkede sürdürülebilir tekstil atık yönetimi için yeni yasal düzenlemelerin ve altyapı yatırımlarının acilen hayata geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Çekya tekstil atıklarında yeni döneme hazırlanıyor

Çekya’da yıllık tekstil atığı miktarı 78 bin ton civarında gerçekleşiyor. Ancak bu atıkların yalnızca yüzde 15’i ayrı toplanıyor. Ülkede yeniden kullanım oranı oldukça sınırlı; toplanan tekstil atıklarının yalnızca yüzde 2’si iç piyasada yeniden kullanılabiliyor. Geri kalan büyük kısım, özellikle Afrika ülkelerine ve AB dışındaki pazarlara ihraç ediliyor.

Ancak Çekya, önümüzdeki yıllarda önemli bir değişime hazırlanıyor. 2025 itibarıyla ülkede tekstil atıklarının ayrı toplanması zorunlu hale gelecek. Yasa ile birlikte üreticilerin de belediyelerle birlikte toplama maliyetlerine katkı sağlaması planlanıyor. Böylece tüketici bilincinin artırılması ve geri dönüşüm altyapısının güçlendirilmesi hedefleniyor.

Tekstil atıkları Avrupa’da ekonomik fırsata dönüşüyor

Rapora göre, karışık belediye atıkları içinde tekstil oranı ortalama yüzde 7,1 seviyesinde kalıyor. Romanya’da bu oran yüzde 14,5’e kadar çıkarken, Çekya ve İtalya’da yüzde 2 ila 5 seviyelerinde seyrediyor. Bu oran, Batı Avrupa ülkelerinde genellikle yüzde 5 ila 6 civarında gerçekleşiyor. Ancak karışık atıklardan çıkan tekstillerin sadece yüzde 10’undan azı yeniden kullanılabiliyor.

İncelenen örneklerin bileşimi, tekstil atıklarının teknik olarak büyük ölçüde geri dönüştürülebilir olduğunu gösteriyor. Numunelerin yüzde 66’sı geri dönüşüme uygun bulunurken, bunun yüzde 39’u kimyasal, yüzde 27’si mekanik yöntemlerle dönüştürülüyor. Özellikle pamuk ağırlıklı tekstiller ve polyester karışımları bu açıdan öne çıkıyor.

Ancak ekonomik gerçekler, bu potansiyelin değerlendirilmesinin önünde engel oluşturuyor. Bugün ikinci el tekstil pazarları, geri dönüşümden daha yüksek gelir sağlıyor. Kullanılmış kıyafetler, özellikle Afrika ve Asya’daki pazarlara ihraç edildiğinde ciddi bir ekonomik değer yaratıyor. Buna karşılık, geri dönüşüm için ayrılan tekstillerin satış fiyatı düşük, işleme maliyetleri ise yüksek seyrediyor. Bu da geri dönüşümün gelişmesinin önünde pazar odaklı bir engel oluşturuyor.

Avrupa Komisyonu’nun Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Stratejisi, 2030’a kadar tekstil atıklarının yüzde 18 ila 26’sının geri dönüştürülebilmesini hedefliyor. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için 6 ila 7 milyar avro yatırım gerektiği hesaplanıyor. Bu yatırımın, özellikle lif ayrıştırma teknolojilerinin geliştirilmesi, kimyasal geri dönüşümün sanayi ölçeğine çıkarılması ve ekonomik ölçeklerin oluşturulması gerekiyor.

Raporda ayrıca, Avrupa’dan AB dışına gönderilen düşük kaliteli tekstil ihracatının sınırlandırılması gerektiği vurgulanıyor. Çünkü bu ihracat, kısa vadede ekonomik kazanç sağlasa da uzun vadede Avrupa’da geri dönüşüm altyapısının gelişmesini yavaşlatıyor. Uzmanlara göre, eğer AB ülkeleri kendi atıklarını dışarıya göndermek yerine içeride işlemek için güçlü bir sistem kurarsa hem çevresel fayda sağlanacak hem de yeni bir sanayi kolu olarak istihdam yaratılacak.

JRC raporu, tekstil atıklarının çevresel bir yükten çok, doğru politikalar ve yatırımlarla ekonomik bir fırsata dönüşebileceğini ortaya koyuyor. İtalya, Çekya ve Romanya örnekleri, Avrupa’nın tekstil atık yönetiminde karşı karşıya olduğu zorlukları ve fırsatları net bir şekilde gösteriyor. Döngüsel tekstil ekonomisine geçiş, sadece çevreyi korumak için değil, aynı zamanda yeni iş alanları yaratmak ve kaynak verimliliğini artırmak için de kaçınılmaz görünüyor.

Paylaş