Başarılı bir sürdürülebilirlik organizasyonu nasıl olmalı?

Başarılı bir sürdürülebilirlik organizasyonu nasıl olmalı?

Başarılı bir sürdürülebilirlik organizasyonu kurmanın olmazsa olmazları neler?

Sürdürülebilirlik daha stratejik ve operasyonel bir zorunluluk haline geldikçe, yöneticilerin şirketleri için doğru bir sürdürülebilirlik organizasyonu kurma yolunda öncülük etmesinin önemi de artıyor. Peki, başarılı bir sürdürülebilirlik organizasyonu kurmanın olmazsa olmazları neler?

Sürdürülebilirlik ve çevresel, sosyal ve yönetişim sorunları tüm şirketlerin iş yapma şekillerini etkiliyor ve son yıllarda giderek daha fazla etkilemeye başladı. Artık daha fazla şirket ve yatırımcı, sürdürülebilirliği önemli iş riskleri ve fırsatları içeren stratejik bir öncelik olarak kabul ediyor. Ancak az sayıdaki şirketin sürdürülebilirliği önemli bir iş meselesi olarak ele almak için tasarlanmış organizasyonel yapıları var.

Proaktif ve ölçülebilir etki yaratmaktan sorumlu kuruluşlar

Günümüzdeki sürdürülebilirlik kuruluşlarının çoğu, paydaş iletişimini, hedef belirlemeyi ve raporlamayı yönetmekten sorumlu tutuluyor. Bu görevler önemli olmakla birlikte, sürdürülebilirlik organizasyonlarının başarılı olması için yetersiz. Araştırmalar, yöneticiler sürdürülebilirlik kuruluşlarını proaktif ve stratejik olarak ölçülebilir etki yaratmaktan sorumlu tutmak için yetkilendirdiğinde başarının daha olası olduğunu gösteriyor. Ancak o zaman şirketler sürdürülebilirlik girişimlerinden kaynaklı maliyet-yarar değişim değerini maksimize edebiliyor.

Doğru sürdürülebilirlik programları oluşturmak için şirketlerin vermesi gereken önemli kararlar var. Başlangıç olarak, sürdürülebilirlik şemsiyesi altında hangi konuların sürdürülebilirlik kuruluşlarının sorumluluğunda olacağını ve hangi konuların işletmelerin diğer bölümlerine bırakılması gerektiğini seçmeliler. Konular yeni düşük karbonlu işletmeler kurmaktan yeşil ürünleri ticarileştirmeye, çevresel uyumu yönetmekten çevresel, sosyal ve yönetişimsel sorunların raporlanmasını daha proaktif bir şekilde yönetmeye kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Şirketler, artan sürdürülebilirlik endişelerine yanıt vermek için harekete geçtikçe, sürdürülebilirlik ve diğer iş meseleleri arasında dengeli karar vermelerinin ve hatta çalışan ve lider zihniyetleri arasındaki farklarla mücadele etmelerinin gerektiğini fark ediyor.

Peki yöneticiler, şirket paydaşlarının artan beklentilerini karşılayan, sürdürülebilirlik risklerini yöneten ve iş fırsatlarını yakalamalarına yardımcı olan iyi konumlanmış ve yetkilendirilmiş sürdürülebilirlik organizasyonlarını nasıl kurabilir? McKinsey’den Aaron De Smet, Wenting Gao, Kimberly Henderson ve Thomas Hundertmark tarafından yazılan makale, liderlerin sürdürülebilirlik çalışmalarını kurumsal olarak yeniden tasarlamalarına rehberlik edecek dört yol gösteriyor.

1. Genel sürdürülebilirlik başlığına göre değil, sürdürülebilirliğin konularına göre tasarım yapın

Sürdürülebilirlik genelde birçok konuyu kapsayacak şemsiye bir terim olarak kullanılıyor. Ancak herhangi bir kuruluş için bu konuların tümü eşit öneme sahip olmayabilir. Çalışmalar, şirketlerin sürdürülebilirlik organizasyonlarını örneğin yeşil hidrojen ya da karbonsuzlaştırma gibi şirketin öncelik verdiği her bir sürdürülebilirlik konusuna odaklanacak şekilde tasarladıklarında daha etkin sonuçlar alındığını gösteriyor.

Bunun için şirketler öncelikle organizasyon için önemli olan sürdürülebilirlik konularının listesini tanımlamalı. Bunu yapmanın bir yolu şirketi etkileyebilecek bir dizi sorunun olası etkisini hesaba katan öncelik değerlendirmeleri olabilir. Öncelik değerlendirmesine dayanarak sürdürülebilirlik organizasyonunun kapsayacağı kısa bir öncelikli konu listesi geliştirilebilir. Böylece şirketlerin işleri için önemli olan konular odağında kaynak bulma sorunları da kolaylaşacaktır.

Konu düzeyinde sürdürülebilirlik çalışmaları söz konusu olduğunda ise araştırmalar merkezi bir sürdürülebilirlik organizasyonu yerine modüler bir organizasyon tasarımının daha iyi sonuçlar verdiğini gösteriyor. Modüler bir tasarım, şirketlere ortaya çıkan konuları daha hızlı bir şekilde ele alma imkânı tanıyor.

2. Sürdürülebilirlik ekibinize karar hakkı verin

Şirketlerin sürdürülebilirlik konusundaki çalışmalarını koordine edebilecek merkezi bir ekibe sahip olması önemli, ancak bu ekibin çok büyük olması gerekmiyor. Birçok şirket sürdürülebilirlik için dönüşüme bu konulara daha fazla merkezi kaynak ayırarak başlıyor, ancak sürdürülebilirliğin ayrıntılı planlamasını ve uygulamasını yürüten daha küçük bir merkezi ekiple ve daha az kaynakla da etkili sonuçlar almak mümkün.

Merkezi bir ekibi özellikle etkili kılan şey, birden fazla işlevi içeren ya da genel organizasyon üzerinde önemli bir etkiye sahip olan öncelikli sürdürülebilirlik konularında değişimi yürütmek için karar verme yetkisine sahip olması. Bu yetkinin birkaç boyutu olabilir. Örneğin, merkezi ekip özellikle kritik sürdürülebilirlik konularında yönetim kuruluna da katılabilir. Ayrıca, organizasyonun farklı bileşenlerini de sorumlu tutma yetkisine sahip olabilir ya da ortak sürdürülebilirlik hedeflerine geniş bir katılım ve bağlılık sağlamak için kurumsal düzeyde bir sürdürülebilirlik gündemi geliştirebilir.

Kısacası sürdürülebilirlikle ilgili tüm kararların merkezi ekip tarafından alınmasına gerek yok. Özellikle küçük bir grup için bu sorumluluk zorlayıcı olabilir ve dikkati belirli önceliklerden uzaklaştırabilir. Bunun yerine, çapraz işlevli kararlar ve tüm şirket için önemli olacak kararlar merkezi ekip gözetimi için en uygun olanlar. Tek işlevleri içerenler gibi diğer kararları alma hakkı, bu birimlerle daha yakından ilişkili olan liderlere veya ekiplere devredilebilir.

3. Sürdürülebilirlik gündeminize ve kuruluşunuza en uygun yapıyı bulun

Şirketler organizasyonel yeniden tasarım yapmayı düşündüklerinde genellikle akla gelen ilk konu raporlama yapısı ve bu nedenle ilk soruları da “Sürdürülebilirliğin tüm potansiyelini yakalamak için hangi organizasyon yapısı ideal?” sorusu oluyor. Aslında bir sürdürülebilirlik organizasyonunun tasarımı için tek bir doğru cevap yok. Önemli olan organizasyonun şirketin geri kalanıyla iyi bir şekilde bütünleşebilmesi ve onlarla uyumlu olması.

Yine de bazı organizasyon modelleri sürdürülebilirliği gerçek bir stratejik öncelik olarak yükseltmede diğerlerinden daha etkili olma eğiliminde. Araştırmalar şu 3 modelin sürdürülebilirliği genel bir stratejiyle ilişkilendirmede ve sürdürülebilirlik kuruluşlarına karar hakkı vermede daha etkili olduğunu gösteriyor:

  • Birkaç işletme birimi kaynağına sahip büyük merkezi ekip: Bu modelde, büyük bir merkezi ekip çoğu sürdürülebilirlik girişimini planlar ve karar haklarını elinde tutar. Ayrıca belirli sürdürülebilirlik konularında aktif olarak çalışan veya konuyla ilgili uzmanlığa sahip olan bireysel iş birimleriyle koordinasyon sağlar. Bunun yanında şirket genelinde sürdürülebilirlik önceliklerinin yeterli bütçeye ve personele sahip olmasını ve kuruluşun öncelikli konularına odaklanmasını da merkezi ekip sağlar.
  • Karar hakkına ve birçok işletme birimi kaynağına sahip küçük merkezi ekip: Bu yapıda, sürdürülebilirlik konularının önceliklendirilmesi, küçük bir merkezi ekip tarafından büyük ölçüde yukarıdan aşağıya bir süreç içinde gerçekleştirilir. İşletme birimleri, merkezi ekibin rehberliği doğrultusunda kendi sürdürülebilirlik girişimlerini kurmaya dair esneklik ve kaynağa sahip olur.
  • Stratejik taktik ekiplerini (SWAT ekiplerini) işletme birimlerine dağıtan merkezi ekip: Bu yapıda sürdürülebilirlik odaklı görevleri işletme birimlerine dağıtmaktan sorumlu merkezi bir ekip kurulur. Böylece sürdürülebilirlik uzmanlığının yaygınlaştırılması, en iyi uygulamaların şirket genelinde paylaşılması ve hızla değişen sürdürülebilirlik ortamına yanıt olarak kaynakların yeniden tahsis edilmesi kolaylaşır.
4. Raporlama hatları yerine süreçlerin ve yönetişimin tasarımına öncelik verin

Sürdürülebilirlik çalışmalarında birçok şirket genelde raporlama yapısına odaklanıyor. Oysa sadece değişen raporlama hatlarına değil, performans yönetimi, iş süreçleri ve kültür gibi organizasyonun birden fazla unsuruna odaklanmak daha başarılı yapılar kurmayı sağlıyor.

Çoğu durumda merkezi ekip işletme birimlerinin kendi başlarına çözemeyecekleri konularda kararlar alma yetkisine sahip olmalıdır. Merkez ekip de yüksek öncelikli sorunları çözemeyeceğini tespit ederse bunları üst yönetim ekibine iletebilir. Petrokimya, çimento, çelik ve diğer ağır sanayiler gibi daha uzun karar alma döngülerine alışmış birçok şirket için bu bir zihniyet değişikliği gerektirebilir.

Etkili sürdürülebilirlik süreçleri ve yönetişimin bir başka ilkesi de sermaye tahsisiyle ilgili. Sürdürülebilirlik yatırımları genelde diğer geleneksel yatırım türlerinden farklı risk-getiri profillerine ve daha fazla belirsizliğe sahiptir. Araştırmalar, sürdürülebilirlik konusunda lider birçok şirketin sürdürülebilirlik girişimlerine yönelik ayrı bir fon havuzu ayırmış, sürdürülebilirlik yatırımları için farklı engel oranları tanımlamış, karbon etkisini ve ilgili riskleri hesaba katmak için bir dahili karbon fiyatlandırması sunmuş ve entegre bir şekilde uygulamaya koymuş şirketlerin daha başarılı olduğunu gösteriyor.

Paylaş