Biyoçeşitliliği korumak için 29 ülkeden 5 milyar doların üzerinde destek

Biyoçeşitliliği korumak için 29 ülkeden 5 milyar doların üzerinde destek

Acil çevre sorunlarının üstesinden gelmek için kurulan Küresel Çevre Tesisi’ne 29 ülke, 5 milyar dolardan fazla taahhütte bulundu. Toplam 5,25 milyar dolarlık taahhüdün önümüzdeki on yıl içinde biyolojik çeşitliliği korumak ve iklim değişikliği, plastik ve toksik kimyasallar gibi tehditlerden kaynaklanan riskleri azaltmak için uluslararası çabalara önemli bir katkı sunması bekleniyor.

29 ülke tarafından yapılan 5,25 milyar dolarlık destek, Küresel Çevre Tesisi’nin (Global Environment Facility, GEF) finansmanını son dört yıllık faaliyet döngüsüne kıyasla yaklaşık yüzde 30 artırıyor. Desteğin, COVID-19 pandemisinin mali baskıları ve artan enflasyon nedeniyle çevresel sorunlarla mücadele etme yetenekleri sınırlanan gelişmekte olan ülkeler için kritik bir öneme sahip olacağı öngörülüyor. GEF Genel Başkanı Carlos Manuel Rodriguez, desteğin sadece GEF’in dünya çapında desteklediği projeler ve bunların sağladığı küresel çevresel faydalar için değil, toplumların, gezegenimizin ve insanların sağlığını geri kazanmaya çalışırken hepimizin masada olmasını gerektiren zorluklar üzerinde birlikte çalışmaya hazır olduğumuzu gösteren güçlü bir işaret olmasıyla da önemli olduğunu vurguluyor. Dünya Bankası Kalkınma Finansmanı Başkan Yardımcısı Akihiko Nishio da 29 ülkenin desteğinin Küresel Çevre Tesisi’nin doğa ve insanlık yararına çevresel eylemdeki rolünü güçlendireceğinin altını çiziyor.

Biyolojik çeşitliliğin korunması konusunda küresel olarak birincil finansman kaynağı olan GEF, mali kaynak sağlayan ülkelerden elde edilen katkılarla finanse ediliyor. Halihazırda 183 ülkenin üye olduğu GEF’e Türkiye de 1991 yılından bu yana üyeliğini sürdürüyor. GEF’in mali ve politik desteği, gelişmekte olan ülkelerin Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (Convention on Biological Diversity), Minamata Merkür Sözleşmesi (Minamata Convention on Mercury), Kalıcı Organik Kirleticilere İlişkin Stockholm Sözleşmesi (Stockholm Convention on Persistent Organic Pollutants), Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi (UN Convention to Combat Desertification) ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UN Framework Convention on Climate Change) kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmelerine yardımcı oluyor.

5,25 milyar dolarlık destek küresel iş birliğini güçlendirecek

GEF’e yapılan 5,25 milyar dolarlık destek üye ülkeler tarafından da sevinçle karşılandı. Bu kapsamda, Almanya’nın GEF’in güçlü bir temsilcisi olduğunu paylaşan Almanya Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı Genel Direktörü Jürgen Zattler, “Bu destek, türlerin kaybı, iklim değişikliği, plastik kirliliği ve önümüzdeki yıllarda odaklanmamızı gerektirecek diğer tehditlere yönelik ortak çabalarımız için çok iyi bir haber,” ifadelerini kullandı. İsveç’in GEF Konsey Üyesi Karin Seydlitz ise bu desteğin GEF’e “doğa” gündemine önem vermesi için daha güçlü bir rol vereceğini söyledi: “Bu destek biyoçeşitlilik kaybı, kimyasallar ve atık, okyanus yönetimi, arazi bozulması ve iklim değişikliği gibi birbiriyle ilişkili tehditleri bir arada değerlendirmek için süren GEF çabaları için iyi bir haber.”

GEF’e yapılan destek, küresel olarak önemli biyolojik çeşitliliğe sahip kara ve okyanus topraklarının korunması yoluyla 2030 yılına kadar biyolojik çeşitlilik kaybını tersine çevirmeyi amaçlayan “Doğa için Liderler Taahhüdü”nün (Leaders’ Pledge for Nature) gerçekleştirilmesi için de hayati önem taşıyor. Aralarında dünyanın en büyük beş ekonomisine sahip ülkelerin liderlerinin de bulunduğu ve toplamda 64 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının imzaladığı Doğa için Liderler Taahhüdü, 2030 yılına kadar doğa kayıplarını sonlandırmayı vaat ediyor.

COP15 öncesi iyi haber

GEF’in GEF-8 olarak bilinen sekizinci programlama döneminin diğer öncelikleri arasında ise iklim değişikliği, arazi bozulması, kimyasallar ve atıklardan kaynaklanan tehditlerin ele alınması, okyanuslar ve uluslararası su yolları üzerindeki baskıların hafifletilmesi gibi konular yer alıyor. 5,25 milyar dolarlık finansmanın çoğunun aynı anda birden çok tehdide değinen 11 entegre program aracılığıyla; şehirler, gıda sistemleri, plastikler, su ve orman yönetimi gibi çevresel bozulmalarla bağlantılı alanlara aktarılması hedefleniyor. GEF’e sağlanan desteğin, bu yıl Çin’in Kumming kentinde yapılacak olan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 15. Taraflar Konferansı’nda (COP15) kabul edilmesi beklenen Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’nin (Global Biodiversity Framework) uygulanması açısından da çok önemli bir rol oynayacağı öngörülüyor.

Gezegeninin en acil çevre sorunlarının üstesinden gelmek için kurulan Küresel Çevre Tesisi’ne (Global Environment Facility, GEF) 29 ülke, 5 milyar dolardan fazla taahhütte bulundu.

GEF’in yedinci finansman döneminde sağlanan erken eylem hibeleri, türlerin kaybını azaltmaya ve kritik durumda bulunan ekosistemleri korumaya yönelik çabalar için güçlü bir zemin hazırlamıştı. 1991’de kurulan ve bugüne kadar yaklaşık 22 milyar dolarlık hibe sağlayan GEF, karada ve denizde biyoçeşitliliği korumak için ise 119 milyar dolarlık ortak finansmanı kullanıma sundu. GEF yatırımları ayrıca şimdiye kadar 9 milyar tondan fazla karbon emisyonunu önledi ve en az gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan küçük ada devletlerinin iklim değişikliğine karşı mücadelelerini güçlendirmelerine yardım etti. GEF, önümüzdeki faaliyet döneminde de biyolojik çeşitlilik ve iklim değişikliğine yönelik ek finansmanı sağlamak için karma finans çözümlerine ve özel sektör katılımına öncelik vermeye devam edeceğini duyuruyor.

Paylaş