,

Değer yaratmanın yolu “Akıllı Şehirler”den geçiyor

Değer yaratmanın yolu “Akıllı Şehirler”den geçiyor

Türkiye Belediyeler Birliği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı ve Ernst&Young tarafından hazırlanan “Değer Yaratmak İçin Akıllı Şehirler” raporunda, büyüyen kentlerin çevre ve yaşam kalitesi üzerinde yarattığı baskılara dikkat çekiliyor. Raporda yenilikçi teknolojilerle akıllı şehir dönüşümünü gerçekleştirmenin gerekliliği vurgulanırken, sorunların çözümünde oynayacağı rol mercek altına alınıyor. Değer Yaratmak İçin Akıllı Şehirler raporuyla, Türkiye ve dünyadaki akıllı kent uygulamaları için yol haritası sunuluyor.

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), Türkiye Belediyeler Birliği ve Ernst&Young (EY) tarafından hazırlanan “Değer Yaratmak İçin Akıllı Şehirler” raporu yayımlandı. Akıllı şehirlerin yarattığı değerin örneklerle aktarıldığı raporda büyüyen kentlerin çevre ve yaşam kalitesi üzerinde yarattığı baskılara dikkat çekilerek yenilikçi teknolojilerle akıllı şehir dönüşümünü gerçekleştirmenin gerekliliği vurgulandı. Raporda; hızlı şehirleşme, göç, nüfus artışı, güvenlik ve verimsiz kaynak kullanımı gibi zorluklarla karşı karşıya olan şehirlerde, yeni teknolojilerin yardımıyla sağlanacak akıllı şehir dönüşümünün sorunların çözümünde oynayacağı rol mercek altına alındı. Türkiye ve dünyadan belediyelerin bu alandaki iyi uygulamalarından örneklere yer verilen raporda geleceğin akıllı şehirleri için yol haritası sunuldu.

2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 70’i şehirlerde yaşayacak

Raporda Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre, 2050 yılında dünya nüfusunun 2 milyar artarak 9,7 milyar kişiye ulaşmasının beklendiği aktarılıyor. Yine 2050 yılında, dünya nüfusunun yüzde 70’i, OECD ülkeleri nüfusunun ise yüzde 86’sı şehirlerde yaşayacak. Şu anda 10 ile 24 yaş arasında olan Z kuşağının üyeleri, 1,8 milyar üyesiyle dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. Dünyanın öncü ekonomilerinin nüfusları yaşlanırken gelişen ekonomilere sahip ülkeler ise büyüyen bir genç nüfusa sahip. Ülkeden ülkeye ve şehirden şehre değişen demografik tablo, kimi şehirlerde Z kuşağının, kimi şehirlerde ise yaşlıların ihtiyaçlarına çözüm aramak için dönüşümü kaçınılmaz kılıyor.

Dönüşümü gerekli kılan bir başka gelişme ise şehirleşmenin hızı. Plansız yapılaşma, verimli arazilerin tahribatına yol açarak tarımsal üretkenliğin azalmasının yanı sıra toprağın karbondioksit tutma kapasitesini de düşürüyor. Taşıt kullanımı ve sanayi üretimiyle ortaya çıkan hava kirliliği ise insan sağlığını ve yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Betonlaşma ve yapılaşma nedeniyle bozulan su döngüsü ve yaşanan su kıtlığı endüstriyi, tarımı ve milyarlarca insanın temiz suya erişimini tehdit ediyor. Şehirlerdeki yaşam kalitesinin artırılması için şehir yönetimlerinin yenilikçi ve gelecek odaklı bakış açısıyla hareket etmeleri gerekiyor. Vatandaş ve paydaş katılımının en üst düzeyde tutulduğu, iyi bir fiziksel altyapısı olan, esnek, dirençli, fiziksel ve dijital bütünleşmesini sağlamış şehirler “akıllı şehir” olarak adlandırılıyor.

Akıllı şehir dönüşümünün boyutları

“Değer Yaratmak için Akıllı Şehirler” raporuna göre, insan odaklı akıllı şehir dönüşümünde sosyal kapsayıcılığın sağlanması, yetkinliklerin artırılması ve yaratıcılığın desteklenmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda dijital ve veri odaklı eğitim akademileri, engelli vatandaşlar için iş ya da sosyal imkânlar sunan merkezler, genç işsizler için iş imkânı yaratan projeler ve yaşlıların ihtiyaçlarına yanıt veren projeler gibi uygulamalar öne çıkıyor. “Akıllı çevre” kavramı altında kaynakların en verimli şekilde kullanımı ile sürdürülebilir ve yaşanabilir bir çevre oluşturma hedefi yatıyor. Akıllı çevre fonksiyonel alanı kapsamında akıllı çöp toplama sistemleri, enerji ve su tasarruflu tarım uygulamaları, akıllı aydınlatma sistemleri, yenilenebilir enerji üretimi ve akıllı geri dönüşüm modelleri gibi iyi uygulama örnekleri görülüyor.

Ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir ve çevre dostu olarak sağlanması için bilgi ve iletişim destekli yenilikçi yaklaşımların benimsenmesi gerekiyor. Akıllı ekonomi başlığı altında yeni ürün, hizmet ve ticaret modellerinin oluşturulmasına ek olarak kamu, özel sektör ve akademi ortaklığı başta olmak üzere akıllı kümelenmeler ele alınıyor. Ayrıca yaşanabilir akıllı şehirlerin tasarlanması için mekân yönetimi, sağlık, güvenlik ve turizm gibi başlıklar altındaki ihtiyaçların karşılanması gerekiyor. Akıllı yaşam başlığı altında odaklanılan ana konular arasında acil durum ve afet yönetiminin sağlanması, güvenli bir yaşamın sürdürülmesi, kültürel mekânların potansiyelinin keşfedilmesi ve korunması, şehir turizminin canlandırılması ve şehrin markalaşması ile kentsel dönüşümün kapsayıcı bir şekilde gerçekleştirilmesi yer alıyor. Şehrin yaşanabilirliğini ve ekonomisini de yakından etkileyen akıllı hareketlilik başlığı ise insanı odağına alarak sürdürülebilir, erişilebilir ve entegre bir ulaşımı hedefliyor. Ulaşım hizmetleri, erişilebilirlik, akıllı ulaşım sistemleri ve bağlanabilirlik bu alan altında ele alınıyor.

Türkiye’deki akıllı şehir uygulamalarının sayısı giderek artıyor

Türkiye’de akıllı şehir alanında yürütülen çalışmalarda büyükşehirler öne çıkıyor. Giderek yaygınlaşan uygulamalarla yerel yönetimler, teknolojiden yararlanarak vatandaş odaklı hizmetlerin sunulması ve sosyal kapsayıcılığın sağlanması için çalışmalar yapılıyor. Türkiye Belediyeler Birliği belediyelerin katılımını daha da artırmak için akıllı şehirler yarışması düzenliyor. TBV’nin gerçekleştirdiği bir çalışmaya göre Türkiye’deki yerel yönetimlerin akıllı şehir uygulamalarından yararlanma amaçları arasında yüzde 21 ile vatandaşların hayatını kolaylaştırmak öne çıkıyor.

Uygulamalar için kritik başarı faktörü, yenilikçi yaklaşımın sağlanması. Karşılaşılan en büyük güçlükler arasında ise finansal yetersizlik ve kurumlar arası iş birliğinin yetersiz olması gösteriliyor. Türkiye’de öne çıkan akıllı şehir uygulamaları arasında engelli vatandaşların hareketliliğini artıran çalışmalar, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) uygulamaları, e-belediye hizmetleri, akıllı kavşaklar, mobil uygulamalar, atık yönetimi sayılabilir.

Bu haber ilk olarak İSO Sanayi Dergisi ekim sayısında yayımlanmıştır.

Paylaş