,

Dijital devrim iş dünyasını nasıl değiştirecek?

Dijital devrim iş dünyasını nasıl değiştirecek?

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında gerçekleştirdiği Yeşil Gündem Sohbetleri’nin altıncısı “İşin Geleceği ve Geleceğin Meslekleri” başlığıyla düzenlendi. İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Şeker’in moderatörlüğünde ve Yıldız Holding İnsan ve İş Destek Başkanı Bahattin Aydın, PwC Türkiye İnsan Yönetimi ve Organizasyon Danışmanlığı Direktörü Ülker Day ve WE-Q. Consulting Kurucu-Yönetici Ortağı ve akademisyen Doç. Dr. Dicle Yurdakul’un konuşmacı olarak katıldığı webinarda dijital devrimin iş dünyasını nasıl değiştireceği konuşuldu.

Dijital dönüşüm ve teknolojik gelişmelerin yanı sıra son yıllarda pazar öncelikleri ve çalışan beklentilerinin hızla değişmesiyle iş yapış şekilleri de benzersiz bir dönüşüm geçiriyor. Teknolojik yeniliklerin hızlanması ile gelişen otomasyon ve Covid-19 salgınının etkisi ise küresel ölçekte işsizliği, gelir eşitsizliğini ve sosyal istikrarsızlığı artırıyor. Bu noktada sürdürülebilir büyümeyi sağlamak, bu hızlı dönüşüm dalgasını yakalamak, işin geleceğini şekillendirmek için proaktif bir yaklaşım benimsemek ve şirketlerin çalışanların gelir güvenliği ve refah ihtiyaçlarına yanıt vermesini sağlamak büyük önem taşıyor.

“Artık tüm çalışanlar kendini dijital yaka olarak görmeli”

Pandemiyle birlikte iş hayatında önemli değişimler yaşandığını vurgulayan Yıldız Holding İnsan ve İş Destek Başkanı Bahattin Aydın, pandeminin iş hayatıyla ilgili kabullerimizin doğru olmadığını gösterdiğini belirtiyor: “Pandemiden önce işin sadece ofiste yapılabileceğini düşünüyorduk ama pandemiyle birlikte işin nerede iyi yapılıyorsa orada yapılabileceğini gördük. Benzer şekilde iş görüşmelerini yüz yüze yapmak yerine çoğunlukla online yapmaya başladık. Diğer bir deyişle yeni normallerimiz oluştu ve zamanında dijital dönüşümü başlatan şirketler pandemiyle hızlanan sürece çok daha hızlı tepki verdiler. Bu noktadan sonra da artık tüm çalışanlar kendini beyaz yaka ya da mavi yaka ayrımlarından sıyırıp dijital yaka olarak tanımlamalı. Pandeminin etkisi ile zaten 2030 yılı için öngörülen durumu şu anda yaşıyoruz ve burada kalmaya devam etmek için şirketlerin çalışanlarının entelektüel sermayesini yukarıya çekecek yatırımlar yapmaları çok önemli.”

Aydın, ayrıca dijital devrime uyum sağlamak isteyen yönetici ve çalışanlara yönelik şu tavsiyeleri sunuyor: “Dünya büyük bir kırılma yaşıyor, karadan havaya geçiyor. Bu bizim kabul etmeme seçeneğimizin olduğu bir şey değil, önemli olan buna nasıl uyum sağlayabileceğimizi bulabilmek. Artık çok farklı yerlerden beslenmemiz gerekiyor. Bunu tek başımıza yapmamız da kolay değil. Örneğin, işe birini alacaksanız kendi sektörünüzden almayın, farklı sektörlerden insanları organizasyonunuza kazandırın. Bunun çok önemli faydalarını görebilirsiniz. Başka şirketleri ve kültürleri ziyaret etmek de çok önemli. Kendi ezberlerinizi bozmazsanız ezber bozan bu çağa ayak uydurmanız çok zor.”

“Beceri geliştirme için role değil, potansiyele odaklanılmalı”

Yaşam boyu öğrenme ve beceri kazanımı konusunun dijital devrimle birlikte daha da önem kazandığını açıklayan PwC Türkiye İnsan Yönetimi ve Organizasyon Danışmanlığı Direktörü Ülker Day, içinde bulunduğumuz çağda her çalışanın sürekli öğrenmeye açık olması gerektiğinin altını çiziyor: “Yaşam boyu öğrenme dediğimiz şey sadece şirketlerin çalışanlara açabileceği bir kapı değil. Bireylerin de kendilerini sürekli sorgulamaları ve öğrenmeye çalışmaları gerekiyor. Bu noktada yeniden beceri kazanma olarak tanımlanabilecek ‘upskilling’ ve beceri tazeleme şeklinde açıklanabilecek ‘reskilling’ kavramları öne çıkıyor. Ancak araştırmalar bu uygulamaların eşitlik ve kapsayıcılık açısından eksik olduğunu gösteriyor. Genelde belirli kitlelere belirli programlar uygulanıyor, oysa şirketlerin çalışanın rolünden bağımsız olarak potansiyeline odaklanması gerekli.”

Algoritmik, artış ve otonomi dalgası olmak üzere üç önemli dalganın işin geleceği konusunda mevcut işler üzerinde değişikliklere yol açacağını belirten Day, yapılan bir çalışmaya göre mevcuttaki iş tanımlarının yüzde 30’unun önemli derecede değişeceğinin açıklandığını vurguluyor. Ülker Day gelecekte, çalışanlar için iki önemli sosyal beceri olarak çeviklik ve dayanıklılık kavramlarının ön plana çıktığının altını çiziyor ve insanın organizasyondaki yeri artarken, çoğu meslek dalında otomatize sistemlerin yükselişe geçeceğini de ekliyor.

“İşler artık rollerle değil, becerilerle tanımlanıyor”

WE-Q. Consulting Kurucu-Yönetici Ortağı ve akademisyen Doç. Dr. Dicle Yurdakul ise veri çağında iş dünyasının, özellikle de eğitimcilerin çok hızlı bir dönüşüm sürecine girdiğini vurguluyor: “Otomasyonun iş hayatına girmesiyle birlikte yöneticilerin yüzde 43’ü iş gücünde azaltmaya gideceğini, yüzde 41’i ise görev bazlı işlerde farklı çalışma modellerine ağırlık vereceğini söylüyor. Otomasyon, yapay zeka gibi teknolojiler bazı işlerin ortadan kalkmasına yol açacağı gibi yeni iş alanları da açıyor. Aslında bu yeni bir durum değil. Daha önce meydana gelen endüstri devrimlerinde de bazı insanlar işlerini kaybederken yeni iş alanları ortaya çıktı, ancak bu endüstri devrimi diğerlerinden biraz farklı; çünkü Sanayi Devrimi gerçekleştiğinde işlerini kaybeden insanlar bilişsel beceriler elde etmeksizin yeni işlere geçebiliyorlardı. Endüstri 4.0 Devrimi ise beceri setlerini önemli ölçüde değiştiriyor, işlerini kaybetme riski olan çalışanların yeni beceriler kazanmaları gerekiyor.”

Yurdakul, yeni dönemde iş hayatında önemli bir paradigma değişimi gerçekleşeceğini de ekliyor: “Daha önce işleri genelde rollerle tanımlıyorduk, artık rollerden ziyade belirli becerilere sahip insanlara yönelik bir arayış var. Freelance (bağımsız/ serbest çalışma) piyasasında da rol tanımlarından ziyade beceri tanımları ortaya çıkıyor. Şirketlerle yapılan bir araştırmaya göre şirketlerin yüzde 26’sı gelecekte teknolojik dönüşüm nedeniyle ortaya çıkacak yeni becerileri tanımlayabileceğini söylüyor. Bu biraz ürkütücü bir rakam. Önümüzdeki süreçte hangi becerilerle donatılmış insanlara ihtiyacımız olduğunu önceden tahmin ediyor olabilmemiz gerekiyor. Kısa, orta ve uzun vadede beceri planları yapılmalı.”

Panelin moderatörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Murat Şeker ise şirketler için rekabet üstünlüğü sağlayacak şeyin değişim ve dönüşüme ne kadar açık olmakla ilgili olduğunu vurguluyor: “Bir firmada yönetici bu iradeyi gösterirse değişim ve dönüşüm sağlanabilir. Her ne kadar teknolojik dönüşüm her alanda yoğun bir şekilde yaşansa da firmanın yöneticisi sınırlarını esnetmezse bu dönüşümü yakalayamaz. Ayrıca liderlerin değişimi nereden başlatacağını bilmesi gerekiyor, stratejik yapılarını sürekli gözden geçirmesi ve potansiyeline erişemediği noktaları anlaması çok önemli.”

Paylaş