Hint Okyanusu güvenliğine en büyük tehdit iklim değişikliği

Hint Okyanusu güvenliğine en büyük tehdit iklim değişikliği

Hindistan Tropikal Meteoroloji Enstitüsü’nde meteoroloji bilimcisi olan Swapna Panickal, Hint Okyanusu’nun dünyadaki diğer okyanuslardan daha yüksek oranda ısındığına dikkat çekti.

Yakın zamanda yayımlanan Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporunda da Hint Okyanusu bölgesinin yakın gelecekte karşılaşabileceği potansiyel felaketlerin altı çiziliyordu.

Arjun Gargeyas’ın The Diplomat’ta yer alan haberine göre ise, Hint-Pasifik bölgesi söz konusu olduğunda bunlar buzdağının sadece görünen kısmı. Doğal afetlerin bölgedeki bazı ada devletleri için varoluşsal bir kriz tehdidi oluşturması, ortak bir eylem planını gerekli kılıyor. Gargeyas’ın haberine göre okyanus güvenliğini tehdit eden başlıklar şöyle sıralanabilir:

Çevre Tahribatı: Her yıl aşırı deniz felaketleri

Küresel ısınmanın Hint Okyanusu bölgesindeki etkileri, ele alınması gereken en önemli sorun olmaya devam ediyor. Bölgedeki ısınma seviyeleri Pasifik’e göre üç kat daha yüksek ve kıyı bölgelerinin deniz seviyelerindeki artış devam ediyor. Bu durumun ciddi bir kıyı erozyonu ile sonuçlanması muhtemelken alçak bölgelerdeki sel ve taşkınların da artması bekleniyor. Hint Okyanusu’nun yıllık yükselmesi 3,7 milimetre ki bu durum neredeyse her yıl aşırı deniz felaketlerinin yaşanmasına neden olabilir.

Hint Okyanusu bölgesi ayrıca birkaç milyon fauna ve flora türüne ev sahipliği yapan bir biyoçeşitlilik sıcak noktası. Artan kirlilik seviyeleri ve aşırı avlanma, bölgedeki yağmur ormanları, deniz resifleri ve diğer ormanlar için büyük bir tehdit oluşturuyor. Çevresel tehditler, balıkçılıkla geçinen topluluklar için de önemli riskler içeriyor çünkü milyonlarca balıkçının geçim kaynağı olan doğal kaynaklar tehlike altında.

Deniz Güvenliği: Artan Çin hakimiyeti

2013 yılında Çin’in “Bir Kuşak, Bir Yol” (Belt and Road Initiative) projesini hayata geçirmesiyle Hint Okyanusu bölgesinde Çin’e ait deniz altyapı projelerinin finansmanında büyük bir artış görüldü. Güneydoğu Asya’daki limanlardan doğudaki Cibuti’ye kadar Çin’in Hint Okyanus’undaki denizcilik faaliyetleri giderek arttı. Covid-19 salgını da Çin’e Güney Çin Denizi’ndeki saldırganlığını sergileme fırsatı verdi. Bütün bunlar Çin deniz milislerinin Hint Okyanusu bölgesinde önemli bir güvenlik tehdidi oluşturmasına neden olabilir.

Ticaret ve Ekonomik Kalkınma: Gelişmemiş ekonomik ilişkiler

Hint Okyanusu bölgesi dünya nüfusunun üçte birini barındırıyor ve küresel petrol ticareti için kritik bir bölge olmaya devam ediyor. Aynı zamanda, Hindistan, Bangladeş ve Tayland gibi dünyanın en hızlı büyüyen bazı ekonomileri bu bölgede yer alıyor. Ancak bölgede yer alan devletler arasındaki ekonomik bağların gelişmiş olduğu söylenemez, üstelik pandemiyle birlikte iç ekonomik büyüme fiilen durma noktasına geldi.

Yine de, Hint Okyanusuna Kıyıdaş Ülkeler Birliği (Indian Ocean Rim Association-IORA) sayesinde Afrika ve Asya devletleri arasındaki ekonomik ilişkileri geliştirmeye yönelik artan bir ilgi var. Yakın zamanda Güney Afrika, Bangladeş’e ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi çağrısında bulunurken Avustralya’nın Güney Asya Bölgesel Altyapı Bağlantı girişimiyle bölgedeki ulaşım ve enerji sektörünün gelişmesi bekleniyor.

Mavi ekonomi çözüm olabilir

Arjun Gargeyas, Hint Okyanusu bölgesinin kolektif bir şekilde ele alınması gereken çok sayıda sorunla karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: “Çok taraflı iş birlikleriyle, pandemi, ekonomik gerileme ve potansiyel iklim felaketleriyle mücadeleye yönelik ortak bir zemin oluşturulabilir. IORA, bölgedeki ekonomik büyüme ve çevre korumayı dengeleyen bir “mavi ekonomi” kurma konusunda adımlar atmalı. Gargeyas’ın Hint Okyanusu için önerdiği “mavi ekonomi” anlayışı, deniz ekosisteminin sağlığı, ekonomik büyüme, mesleklerin ve geçim kaynaklarının gelişimi için denizel kaynakların sürdürülebilir kullanımı anlamına geliyor ve iklim krizi çağında okyanus ve denizlerin geleceğini tartışırken öne çıkıyor.

Derleyen: Gizem Seher

Paylaş