Ozon tabakasına zararlı gazları yasaklamak, iklim krizinin hızını yavaşlattı

Ozon tabakasına zararlı gazları yasaklamak, iklim krizinin hızını yavaşlattı

Buzdolaplarında kullanılan kloroflorokarbon (CFC) kimyasalları yasaklanmasaydı, dünya 2100 yılına kadar 2,5 dereceden fazla ısınacaktı.

Nature dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, bir zamanlar buzdolaplarında yaygın olarak kullanılan ozon yıkıcı CFC kimyasallarının yasaklanması, 2,5 derecelik ekstra küresel ısınmanın önüne geçti.

İklim bilimcilerinin yaptığı modellemede, CFC’lerin kullanımını yasaklayan 1987 Montreal Protokolü sayesinde küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamak için bir mücadele şansı doğduğu ortaya çıktı. Yalıtım köpüklerinde ve aerosollerde de kullanılmış olan CFC’lerin ozon tabakasını inceltmenin yanı sıra en güçlü sera gazı olduğu biliniyor.

Küresel bitki örtüsü UV’deki artışlardan korundu

Birleşik Krallık, ABD ve Yeni Zelanda’dan ekiplerin yaptığı modelleme, 1987 yılından beri CFC kullanımında yılda yüzde üçlük teorik bir artışa dayanıyor. Modellemede, ozonun atmosferdeki azalışının Dünya’nın atmosferden karbondioksiti emme kabiliyetini büyük ölçüde zayıflatacağı hesaplandı. Zararlı ultraviyole radyasyon-UV seviyelerinden gezegeni koruyan ozon miktarı azaldıkça, UV’ler bitki dokularına zarar verebilir, büyümelerini engelleyebilir ya da bitkilerin fotosentez kapasitelerini zayıflatabilir. CFC’lerin yasaklanması sayesinde korunan ozon tabakası, küresel bitki örtüsünü UV’deki zararlı artışlardan korumuş oldu.

Yapılan araştırmada CFC yasağı olmasaydı 2100 yılına kadar ormanlarda, bitki örtüsünde ve toprakta 580 milyar ton daha az karbon depolanacaktı ve tahmin edilen fosil yakıt emisyonlarına göre atmosferde de milyonda 165-215 parça ek CO2 olacaktı. Araştırmacılara göre bu ek karbondioksit, 0,8 derecelik bir ısınma demek.

En çok tropik kuşak etkilenecekti

Araştırmanın ilgi çeken sonuçlarından biri de CFC kullanılmaya devam edilseydi 2100 yılına kadar tropik kuşağın üzerinde yüzde 60 daha az ozon olacağı bilgisi. Ayrıca 2050 yılına kadar Avrupa’nın çoğu, Birleşik Krallık, ABD ve Orta Asya’yı kapsayan orta enlemlerdeki UV ışığı seviyeleri, günümüz tropik bölgelerinden daha güçlü hale gelecekti.

Artık CFC’ler yok ancak atmosferdeki karbondioksit seviyeleri hala yüksek seviyelerde. Yeşil Gazete tarafından yapılan habere göre, Hawaii’deki Mauna Loa Rasathanesi’nin ölçümlerine göre 18 Ağustos itibariyle havadaki karbondioksit oranı 414.97 ppm, geçen ay ise bu rakam 416 ppm idi.

Paylaş