Paydaşlar iklim raporlamasında birbirlerinden neler bekliyor?

Paydaşlar iklim raporlamasında birbirlerinden neler bekliyor?

ERTA tarafından yayımlanan “İklim Değişikliği Raporlaması Genel Görünüm Raporu” iklim raporlamasında paydaşların beklentilerini ele alıyor.

Günümüz dünyasında, iklim değişikliğiyle mücadele çerçevesinde yaşanan dönüşüm süreci, yatırım kararlarını ve finans mekanizmalarını çevre dostu kriterler etrafında şekillendiriyor. Bu doğrultuda, iklim temelli raporlama girişimleri ön plana çıkıyor.

Bir süre öncesine kadar çoğunlukla gönüllülük esasıyla gerçekleştirilen raporlamalar, son yıllarda Avrupa Birliği başta olmak üzere pek çok ülkenin iklim temelli raporlamaya yönelik yasal düzenlemeleri çerçevesinde yürütülüyor.

Nitekim Türkiye’de de Kamu Gözetim Kurumu (KGK), Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu’nun (International Sustainability Standards Board, ISSB) yayımladığı IFRS S1-Sürdürülebilirliğe İlişkin Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Gereklilikler ve IFRS S2-İklimle İlgili Açıklamalar Standartları’nı temel alarak Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’nı (TSRS) kamuoyuyla paylaştı. Yayımlanan TSRS’nin Resmî Gazete ‘de yayımlanmasıyla birlikte, kapsam dahilindeki kurum ve kuruluşlar için 2024’ten itibaren raporlama zorunlu hale geldi.

İklim Değişikliği Raporlaması Genel Görünüm Raporu 2024” yatırımcı ilgisi, risk yönetimi, marka imajı, tüketici itibarı, rekabet avantajı, şeffaflık, yasal mevzuata uyum ve çevresel etki azaltımı gibi birçok konuda fayda sağlayan raporlama için farklı paydaş gruplarına yönelik ihtiyaçları ele alıyor.

Rapor kapsamında gerçekleştirilen kapsamlı paydaş görüşmeleri sonucunda ortaya çıkan temel ihtiyaçlar şöyle sıralanıyor:

  • Yönetimin sahipliği ve bütüncül yapılanması,
  • Doğru raporlama seçeneğinin ve kapsamının belirlenmesi,
  • Kurumsal ve beşerî teknik kapasite geliştirilmesi,
  • Veri temini ve yönetimi,
  • İklim değişikliği ile ilişkili risk ve fırsatların değerlendirilmesine yönelik kapasite artışı,
  • Emisyon azaltımına yönelik hedef belirleme ve uygulamada yaşanan zorlukların aşılması,
  • Yasal düzenleme ihtiyacı,
  • Denetim, güvencede yetkinlik ve standardizasyon,
  • Finans sektörüne yönelik ihtiyaçlar,
  • İletişim, koordinasyonun artırılması ve şeffaflık.

Şirketlerde yönetim kadrolarının sürdürülebilirliği benimsemesi fark yaratıyor

İşletmelerin iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında yönetim kadrolarının aktif bir rol alması, başarıya giden yolun anahtarlarından birini sunuyor. Rapor kapsamında gerçekleştirilen görüşmeler, bu tür çabaların uzun vadede olumlu sonuçlar doğurduğunu gösteriyor. Özellikle, bu konuların şirket kültürünün bir parçası haline gelmesi, belirlenen hedeflere ulaşmayı daha mümkün kılıyor.

Ayrıca, kurumların yasal düzenlemeleri beklemeksizin bu konularda harekete geçmeleri öneriliyor. Özellikle üst düzey yöneticilerin, iklim değişikliği çalışmalarının yürütüldüğü ekiplerde yer alması, süreçlerin daha etkin ve sorunsuz ilerlemesini sağlıyor.

Raporda, ilgili kaynaklara erişimin kolaylaştırılması ve insan kaynağı kapasitesinin artırılması için kütüphaneler oluşturulması da öneriliyor. Mevzuat ve raporlama konularında rehber dokümanlar içerecek bir kütüphane ile karar alma süreçlerinin kolaylaştırılabileceği belirtiliyor.

Ancak kapsam ve kavram karmaşası gibi raporlama süreçlerini etkileyebilecek zorlukların da dikkate alınması gerekiyor. Bu gibi durumların önüne geçmek için teknik eğitimlerin düzenlenmesi ve sektörlere özgü durumların değerlendirilmesi büyük önem taşıyor.

 

Paylaş