Sürdürülebilir finans Türkiye’nin yeşil dönüşümünde önemli rol oynuyor

Sürdürülebilir finans Türkiye’nin yeşil dönüşümünde önemli rol oynuyor

“Sürdürülebilir Finans” raporu, Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecinde izlemesi gereken politika önerilerini sunarak sürdürülebilir finansmanın önemini vurguluyor.

Türkiye’nin karşı karşıya olduğu çevresel, sosyal ve ekonomik zorluklar, sürdürülebilirlik adına acil önlemlerin alınmasını gerektiriyor. Küresel ısınmanın etkisi giderek artarken, pandemi sonrası artan enerji ve tedarik zinciri problemleri de sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri derinleştiriyor. Diğer yandan, teknolojik gelişmeler ve bu gelişmelerin üretime sağladığı katkı, dijital ve çevresel dönüşüm olan ikiz dönüşümü kaçınılmaz hale getiriyor.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve Besfin ortaklığıyla hazırlanan “Sürdürülebilir Finans” raporu, Türkiye’nin bu dönüşüm sürecinde izlemesi gereken politika önerilerini sunuyor. Rapor, dünya genelinde kullanılan sürdürülebilir finans araçları ile birlikte başarılı örnekleri ele alıyor ve Türkiye’de bu araçların kullanımında “yeşil yıkama”yı önlemek için öneriler sunuyor.

Türkiye’de çevreci ve sosyal etkilere sahip projelere yatırım yapılmasını kolaylaştırmak için atılması gereken adımlar ise şöyle sıralanıyor:

– Gelecekteki yatırım projelerinin çevresel ve sosyal etkilerini sınıflandıran bir taksonomi oluşturulması,

– Sürdürülebilir finansman kaynaklarının KOBİ’lere aktarılmasına yönelik adımların belirlenmesi.

Rapor, taksonominin oluşturulması için;

  • Uluslararası örneklere (AB taksonomisi gibi) uyumun sağlanması,
  • Türkiye ekonomisine has özelliklere göre şekillenmesi,
  • Paydaşların (devlet kurumları, sektörel birlikler, finans kurumları, çevre uzmanları ve KOBİ temsilcileri) katılımının sağlanması
  • Kilit sektörlerin belirlenmesi ve bu sektörlerin ayrımında çeşitli politikaların belirlenmesi,
  • Yüksek sosyal ve çevresel etkilere sahip projelere teknik ve mali yardım sağlanması gerektiğini vurguluyor.

KOBİ’lerin sürdürülebilir finansman aracı ihracında ise;

– İhraççıların izahname gibi açıklayıcı belgeleri hazırlamasının şart kılınması,

– Projelerde katedilen aşamalara dair güncel raporların periyodik olarak sunulması,

– KOSGEB, kamu ve özel finans kurumları ile kalkınma bankaları, sivil toplum kuruluşları, uzun dönem banka-dışı finans yatırımcıları, uluslararası finans kurumları, üniversiteler ve araştırma kuruluşlarından teknik ve mali destek sağlanmasının kolaylaştırılması gerektiğine dikkat çekiyor.

KOBİ’lerin geleceği sürdürülebilirlikle yeniden şekilleniyor

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler’in (KOBİ), üretim zincirindeki rolü, ihracattaki payları, istihdam sağladıkları nüfus ve ekonomik değerleri göz önüne alındığında sürdürülebilirlik kavramı büyük önem taşıyor. Günümüzde öne çıkan konulardan biri olan iklim krizi ve sürdürülebilirlik, KOBİ’lerin uyum sağlaması gereken öncelikli başlıklar arasında yer alıyor.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından hazırlanan “KOBİ’ler için Sürdürülebilirlik Ne Anlama Geliyor?” raporu, KOBİ’lere sürdürülebilir finans alanındaki yeni gelişmeler ve gereksinimler hakkında genel bir bakış açısı sunuyor ve çevre, sosyal ve yönetişim (ÇSY) alanlarındaki farkındalığı artırmayı amaçlıyor.

Raporda, iklim değişikliğinden kaynaklanan risklerin etkin bir şekilde yönetilebilmesi için uluslararası düzenlemelerin, standartların ve uygulamaların geleneksel yöntemlerin yerine hızla geçtiği hatırlatılarak işletmelerin yeni yükümlülüklere tabi olmaya başladığı belirtiliyor. Bu doğrultuda, yeni düzene uyum sağlamak, sürdürülebilirlik uygulamalarını ve stratejilerini benimseyerek uygulamaya koymak, KOBİ’ler için çeşitli fırsatlar sunuyor.

Bu nedenle KOBİ’lerin sürdürülebilirlik konularında uzman kişi ve kuruluşlarla iş birliği yapması, konunun üst yönetim tarafından benimsenmesi, uygun yönetim yapısının oluşturulması, ÇSY konularının iş süreçlerine entegre edilmesi ve proje çalışmalarının geliştirilmesi önem taşıyor.

Raporda sürdürülebilir finansmana erişim sağlayan KOBİ’lerin iyi uygulamalarının paylaşılması ve pilot uygulamaların desteklenerek KOBİ’lerin bilgi birikimlerine katkıda bulunulmasıyla, sürecin olumlu yönde etkilenmesinin öngörüldüğü ifade ediliyor. Bu sayede KOBİ’lerin sürdürülebilirlik alanında daha etkin bir rol oynayabileceği ve gelecek için daha sağlam bir temel oluşturabileceği vurgulanıyor.

Türkiye yeşil dönüşüm için finansman sağlıyor

Yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir finans alanlarında Türkiye de çalışmalarını sürdürüyor. Ticaret Bakanlığı, Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nın “Yeşil Finansman” ana başlığı altındaki “3.3.3.Çevre ve iklim değişikliği ile bağlantılı olarak uluslararası/AB ve ulusal tüm destek/finansman imkânlarına ilişkin bilgilerin derlenmesi” eylemi kapsamında, yeşil dönüşüm projelerine finansman sağlama amacıyla “Yeşil Dönüşüme Yönelik Hedeflere Erişimde Kullanılabilecek Finansman İmkanları Belgesi”ni yayımladı.

Belge, Ticaret Bakanlığı tarafından üç aylık periyotlarla güncellenecek.

Belgeye buradan ulaşabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik fonlarında küresel ölçekte artış yaşandı

Sürdürülebilir finansa yönelik ilginin küresel ölçekte de arttığı görülüyor. Morgan Stanley Enstitüsü’nün “Sustainable Reality” raporuna göre, 2023 yılında sürdürülebilirlik fonları, geleneksel yatırım fonlarından daha iyi performans gösterdi.

Sürdürülebilirlik fonları, yüzde 8,6 getiri sağlayan geleneksel yatırım fonlarını yüzde 50 oranında aşarak yüzde 12,6 getiri sağladı. Ayrıca, sürdürülebilirlik fonlarına olan yatırımcı talebi yıl boyunca güçlü kalmaya devam etti ve yönetilen varlıklar, 2022 seviyelerine kıyasla yüzde 15 artarak 3,4 trilyon dolara ulaştı.

Sürdürülebilirlik fonlarının medyan getirisi, yılın ilk yarısında geleneksel yatırım fonlarını yüzde 3,6 geçerek yaklaşık yüzde 7’ye yükseldi. Eylül ve Ekim aylarında düşük performans gösteren sürdürülebilirlik fonları, Kasım ve Aralık aylarında genel piyasa ile birlikte yükselişe geçerek ikinci yarıda yüzde 5,3’lük medyan getiri ile yüzde 4,5’lik getiri sağlayan geleneksel yatırım fonlarının bir miktar önünde yer aldı. 2023’te gerçekleşen 136 milyar dolarlık girişin yaklaşık dörtte üçü Ocak ve Haziran ayları arasında gerçekleşti.

Sürdürülebilirlik fonları kapsamında yönetilen varlıkların yüzde 87’si Avrupa’da ve yüzde 10’u Amerika’da yer aldı. Avrupa’da yerleşik sürdürülebilir fonlara, önceki yıl sonu yönetilen varlıkların yüzde 5,8’ine tekabül eden 146 milyar dolar miktarında giriş oldu. Buna karşılık Kuzey Amerika’da yerleşik sürdürülebilir fonlarda, önceki yıl sonu yönetilen varlıkların yüzde 4,4’üne denk gelen 13 milyar dolarlık bir çıkış yaşandı.

Sürdürülebilirlik fonları arasında en fazla yatırım teknoloji alanında gerçekleşti. Ancak geleneksel fonlarla karşılaştırıldığında ağırlık sanayi sektöründe yaşandı. Avrupa’daki sürdürülebilirlik fonlarında da sağlık sektörü öne çıktı ve geleneksel fonlar sürdürülebilirlik fonlarının gerisinde kaldı.

 

Paylaş