,

Maden, Taş ve Toprak Ürünleri Sanayinin Sürdürülebilirlik Öncelikleri

Maden, Taş ve Toprak Ürünleri Sanayinin Sürdürülebilirlik Öncelikleri

İSO sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında hazırlanan sektörel yol haritalarının üçüncüsü, maden, taş ve toprak ürünleri sanayine özel sürdürülebilirlik önceliklerini ortaya koyuyor.

Maden, taş ve toprak ürünleri sanayi kapsamında yer alan sektörlerin önemli iklim ve çevresel etkileri olduğu değerlendiriliyor. Çevresel etkilerin yönetimi sektördeki firmalar için hızla değişen yasal mevzuatlara, müşteri ve yatırımcı taleplerine uyum ve nihayetinde küresel rekabet gücü açısından da kritik bir öneme sahip. AB Yeşil Mutabakatı ile uyum kapsamında Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nda da “Milli Enerji ve Maden Politikası”na paralel olarak yıllık 1000’er MW’lık rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücü geliştirilmesi hedefleniyor. Diğer taraftan her geçen gün yaygınlaşan sürdürülebilir tasarım, kaliteli ve pazarlanabilir, ancak daha az çevresel etkiye sahip ürünler sadece daha “yeşil” oldukları için değil, aynı zamanda daha dayanıklı, daha kaliteli ve kullanımı daha ucuz olduğu için de tercih ediliyor.

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ndan etkilenecek ilk sektörlerinden biri çimento

2050 yılına kadar dünyanın ilk iklim-nötr kıtasına dönüşmeyi amaçlayan Avrupa, 2030 yılında enerjisinin yüzde 40’ının yenilenebilir kaynaklardan sağlanmasını hedefliyor. Avrupa Birliği’nin iklimle ilgili hedefleri için ilk koşulu ise ekonominin tümünde karbonun etkin biçimde fiyatlandırılması. Bu çerçevede AB’nin Fitfor55 ile açıkladığı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın kapsamına giren ilk beş sektör arasında demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre ve elektrik sektörleri yer alıyor. Enerji yoğun endüstri olarak da bilinen bu sektörlerden biri olan çimento, Türkiye’den AB’ye ihracatı önemli büyüklükte olan Maden, Taş ve Toprak Ürünleri Sanayi kapsamındaki bir sektör.

Bunun yanı sıra Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde yayımlanan Döngüsel Ekonomi Eylem Planı ile de yeşil ekonomi temelli politikalar üzerinden bir ekosistem yaratılması hedefleniyor.

Bu kapsamda maden, taş ve toprak ürünleri sanayi açısından Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda öne çıkan konular ise şöyle:

  • Eski ve verimli olmayan binaların yenilenmesi ve bu yenileme işlemleri sırasında döngüsel ekonomiye katkısı olacak materyal kullanılması
  • “Pasif Bina” standartlarının geliştirilmesi ve mevcut binaların enerji verimliliğinin artırılması
  • Binaların enerji performanslarının iyileştirilmesi
  • 2030 yılına kadar enerji kaynaklarının %32’sinin yenilenebilir enerjiye dönüştürülmesi
  • Sınırda Karbon vergisi ile oluşabilecek karbon nedenli maddi yükler
  • Düşük karbon endüstrileri, bulut tabanlı endüstri uygulamaları
  • Atık ve plastik kullanımının azaltılması, döngüsel ekonomiye geçiş
  • Üretimde tehlikeli kimyasalların kullanımının önlenmesi
Ekosistem temelli, bütüncül ve sürdürülebilir bir toprak yönetimi

İSO’nun maden, taş ve toprak ürünleri sanayine özel yol haritasında ise sektörün çevresel etkilerini azaltmak için yapılabilecekler arasında iklim değişikliğinin ham madde tedarikine, üretim ve tüketim trendlerine etkisinin ve iklim risklerinin tanımlanarak karbon salımının azaltılması; ham maddelerin sürdürülebilir kaynaklardan tedarik edilmesi, geri dönüştürülmüş ham madde kullanılması; toprağın kendine has yapısını göz önünde bulunduran, ekosistem temelli bütüncül bir toprak yönetimi uygulanması, toprak bozumunun önlenmesi veya etkilerinin en az indirilmesi, bozulmuş toprakların eski haline getirilmesi veya iyileştirilmesi, havadaki toz seviyelerini en aza indirmek ve bunların Türkiye’de geçerli yasal sınırlar dahilinde olmasını sağlamak için bir toz yönetim planı uygulanması öne çıkıyor.

Maden, taş ve toprak ürünleri sanayi farklı değer zincirlerini ve ürün türlerini kapsayan çok çeşitli endüstriyel bir ekosistem oluşturuyor. Bu nedenle üretim süreçlerinde meydana gelebilecek çeşitli sağlık ve güvenlik sorunlarının titizlikle yönetilmesinin yanı sıra, hızlı teknolojik evrim ve sosyo-ekonomik kutuplaşmanın işsizliğe, gelir adaletsizliğine ve sosyal istikrarsızlığa yol açmasını engelleyici sosyal sürdürülebilirlik çalışmalarının yürütülmesi de son derece önemli. İSO’nun maden, taş ve toprak ürünleri sektörel yol haritasında bu kapsamda belirlenebilecek hedefler arasında ise sıfır kaza oranlı bir organizasyon olmak, meslek hastalığı vakalarını azaltmak, çalışan esenliğini sürekli kılacak iş yeri koşulları yaratmak, yönetim seviyesindeki kadın çalışan yüzdesini artırmak, yerel kalkınma projelerini ve yerel tedarikçilerden satın alma oranını artırmak gibi hedefler yer alıyor.

 

Paylaş