,

Daha sürdürülebilir bir tekstil sanayi nasıl mümkün?

Daha sürdürülebilir bir tekstil sanayi nasıl mümkün?

İstanbul Sanayi Odası (İSO) sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında 10 sektör için hazırlamaya başladığı yol haritalarından ilki olan “Tekstil Ürünleri Sanayi ve Giyim Eşyaları Sanayi” rehberini açıkladı.

Tekstil ve giyim eşyaları sektörüne özel öncelikleri ve göstergeleri belirlemek için ulusal ve uluslararası ölçekte literatür taraması yapılarak sektörü etkileyen ve etkilemesi beklenen trendler, riskler ve fırsatların incelendiği raporda, sürdürülebilirlik performansı ile öne çıkan sektör şirketlerinin öncelikleri de inceleniyor ve elde edilen sonuçlar S360 Sürdürülebilirlik ve İletişim Hizmetleri’nin uzman görüşleriyle analiz ediliyor.

Rapora göre, sürdürülebilirliği sağlamada üç temel hedef öne çıkıyor: sektörün çevre üzerindeki etkisini azaltmak, paydaşlar için değer yaratmak ve ürün geliştirme, iş modelleri ve yönetişim anlayışında yenilikçiliğe liderlik etmek.

Döngüsel üretim yöntemi olumsuz çevresel etkileri azaltmak için çözüm yollarından biri olabilir

AB Tekstil Stratejisi Yol Haritası’na göre tekstil ve hazır giyim sektörü iklim ve çevreye önemli etkileri olan kaynak yoğun sektörlerin başında geliyor. Tekstil ürünlerinin tüketimi ve hammadde kullanımı açısından AB’de dördüncü en yüksek etkiye sahip kategoriyken su kullanımı ve sera gazı emisyonu açısından ise beşinci sırada yer alıyor. Tekstil sektöründe en fazla su kullanılan alanlar ise ham madde üretimi, kumaş boyama ve terbiye üretim süreçleri. Bu konuda yapılan çalışmalara göre 1 ton tekstil kumaşı için 20 ile 230 m3 arasında su kullanılıyor.

Sektördeki olumsuz çevresel etkileri azaltmak için üretim sırasında oluşan atığın başka bir üretim sırasında kullanılması ve döngüsel üretim yönteminin tercih edilmesi çözüm yollarından biri olabilir.

İSO tarafından hazırlanan raporda tekstil sektörünün çevresel etkilerini azaltmak için kullanılabilecek diğer yöntemler ise şu şekilde sıralanıyor:

  • İklim riskleri tanımlanarak karbon salımı azaltılmalı.
  • Üretim süreçlerinde enerji verimliliği uygulamaları artırılmalı.
  • Pamuk, selülozik elyaf gibi ham maddeler sürdürülebilir kaynaklardan sağlanmalı ve geri dönüştürülmüş ham madde kullanımı yaygınlaştırılmalı.
  • Su tüketimi azaltılarak su kaynakları korunmalı, atık su yönetiminde endüstriyel atık su deşarj standartlarına uyulmalı.
  • Kimyasal kullanımında yasal sınırlara uyulmalı ve zararlı kimyasal kullanımı azaltılmalı.
  • Atıkların kaynağında azaltılması ve geri dönüştürülmesi yaygınlaştırılmalı.
  • Tüm üretim, sevkiyat, kullanım ve kullanım sonrası atıkları kapsayan yaşam döngüsünün çevresel etkileri belirlenmeli, raporlanmalı ve yönetilmeli.
  • Çevre Yönetim Sistemi kurulmalı.
  • Çevre ile ilgili yatırımlar artırılmalı.
Tekstil ve hazır giyim sanayinin sosyal sürdürülebilirlik boyutu

İSO’nun tekstil sanayicilerine yol göstermesi amacıyla hazırladığı raporda öne çıkan diğer bir başlık ise paydaşlar için değer yaratılması. Tekstil ve hazır giyim sektörü farklı değer zincirlerini ve ürün türlerini kapsayan çok çeşitli bir endüstriyel ekosistem barındırıyor. AB Tekstil Stratejisi Yol Haritası’na göre, sektörün AB kapsamındaki büyüklüğü çoğu KOBİ’lerden oluşan 160 binden fazla şirketi ve 1,5 milyondan fazla kişiyi buluyor.

Bu ekosistemi şekillendiren en önemli trend ise “hızlı moda” anlayışı. Moda trendlerinin sürekli değişmesi anlamına gelen hızlı moda anlayışı, tüketimi teşvik ederek tekstil ürünlerinin ömrünü kısaltmak gibi olumsuz sonuçlara da neden oluyor. Hızlı teknolojik evrimin ve sosyo-ekonomik kutuplaşmanın küresel ölçekte yarattığı işsizlik, gelir eşitsizliği ve sosyal istikrarsızlık gibi sonuçlar da dikkate alındığında tekstil sektöründe sosyal sürdürülebilirlik çalışmalarının önemi daha da artıyor.

Sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için hızlı dönüşüm dalgasını yakalamanın ve işin geleceğine yönelik proaktif bir yaklaşım benimsemenin sosyal sürdürülebilirliğin köşe taşları arasında olduğu belirtilen raporda, İSO’nun sanayicilere bu kapsamdaki diğer önerileri ise şöyle:

  • Tüm iş süreçlerinde çalışanların bedensel, zihinsel ve ruhsal sağlıklarını koruyacak gerekli önlemler alınmalı.
  • Tüm değer zincirlerinde insana yakışır çalışma koşullarının sağlanmasına yönelik çalışmalar teşvik edilmeli.
  • Yeni kuşaklardaki potansiyel çalışanlar şirketlere kazandırılmalı, kişisel gelişim ve kariyer planlaması uygulamalarıyla çalışanların elde tutulması ve yeteneklerini geliştirmesi sağlanmalı.
  • Fırsat eşitliliği ve çeşitlilik ön planda tutularak buna uygun iş ortamı geliştirilmeli.
  • Tüm tedarik zincirlerindeki çevresel, sosyal ve etik koşullar takip edilerek denetlenmeli ve sonuçlar şeffaf bir şekilde paylaşılmalı.
Sürdürülebilir bir tekstil sektörü için sürdürülebilir tasarım

İSO’nun hazırladığı rapora göre tekstil sanayinde sürdürülebilirliği sağlamanın bir diğer yolu da ürün geliştirme, iş modelleri ve yönetişimde yenilikçi olmaktan geçiyor. Bugün sürdürülebilir tasarımla hem kaliteli ve pazarlanabilir hem de daha az olumsuz çevresel etkiye sahip ürünler ortaya çıkarmak mümkün. Tüketiciler artık bu ürünleri sadece daha yeşil oldukları için değil, aynı zamanda daha dayanıklı olduğu için de tercih ediyor.

Sürdürülebilir tasarım ürünlerinin teşvik edilmesi AB Yeşil Mutabakatı’na uyum gibi pek çok riski bertaraf etmekle birlikte küresel çapta önemli rekabet avantajları da getiriyor. Giderek yaygınlaşan eko-etiket gibi yeni uygulamalar sektörün geleceği açısından önemli ipuçları veriyor. Satın alınan ürünün mevcut çevre standartlarına uygun olarak üretildiğini gösteren eko-etiketler, tüketicileri bilgilendirerek ait olduğu ürünün ayırt edici olmasını sağlıyor. Eko-etiketler çevre kirliliği, enerji ile atık üretimi ve yönetimi, kaynak kullanımı ve yönetimi, biyoçeşitlilik, ekosistem ve insan sağlığı gibi çeşitli kriterler dikkate alınarak hazırlanıyor.

Döngüsel ekonomi ve döngüsel iş modellerinin önemine her fırsatta dikkat çeken İSO’nun tekstil sektörü için hazırladığı raporda bu kapsamda öne çıkan önerileri ise şöyle sıralanabilir:

  • Daha az enerji ve su tüketimi, geri dönüştürülmüş kumaşlardan üretim gibi yöntemleri benimseyen yenilikçi üretim ve ürünler için AR-GE ve inovasyon yatırımları yapılmalı.
  • Üretim, satış ve tedarik süreçleri dijitalleştirilmeli.
  • Atıklar ortadan kaldırılarak, ürünler tüketici kullanımı da dahil olmak üzere yaşam döngüsü boyunca takip edilmeli ve ekonomiye yeniden kazandırılmalı.
  • Tekstil ürünleri ve hazır giyim sanayileri arasında sürdürülebilir dönüşüme yönelik iş birlikleri kurulmalı.
  • Sürdürülebilirlik performansları paydaşlarla şeffaf bir şekilde paylaşılmalı.
  • Etik iş anlayışı benimsenmeli.
  • Küresel ölçekte kaliteli ve güvenilir marka itibari sağlanmalı ve geliştirilmeli.

Tekstil ürünleri sanayi ve giyim eşyaları sanayinde sürdürülebilirlik öncelikleri ve takip göstergelerinin incelendiği raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.

Derleyen: Gizem Seher

Paylaş
2 Responses

Yorumlara kapalı.