Doğru işgücü politikalarıyla yeşil istihdamı artırmak mümkün

Doğru işgücü politikalarıyla yeşil istihdamı artırmak mümkün

IMF’in yeşil istihdama geçişi artırmaya yönelik önerilerini İSO Yeşil Blog için çevirdik.

Daha yeşil bir ekonomi kurma ihtiyacı, genellikle potansiyel iş kayıplarına dair endişelerle gölgeleniyor. Bugün, tüm dünya fosil yakıtlardan uzaklaşmanın gerekli olduğu konusunda hemfikir. Peki, örneğin bir kömür madencisi güneş panelleri kurma işine nasıl geçebilir? IMF’in yeşil istihdama geçişi artırmaya yönelik önerilerini İSO Yeşil Blog için çevirdik.

Yeşil dönüşümün bazı çalışanlar için zor olacağı bir sürpriz değil. Ama iyi haberler de var. Doğru emisyon politikaları uygulayarak 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşabilen ülkeler, kamu hizmetleri gibi daha emisyon yoğun sektörlerde çalışanların yükünü hafifletebilir. Uluslararası Para Fonu’nun (International Monetary Fund, IMF) Dünya Ekonomik Görünümü başlıklı raporuna göre, bu politikalar arasında iş eğitimi programları ve yeşil teknolojilere yatırım gibi uygulamalar yer alıyor.

Politika yapıcıların Paris Anlaşması’nda onayladığı gibi, ortalama küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin iki derece altında sınırlamak net sera gazı emisyonlarında çarpıcı bir azalma getirecek. Bu yeşil dönüşümün, işgücü piyasasının dönüşümünü de beraberinde getirmesi planlanıyor. Ancak bu dönüşümün genel manzarası göründüğü kadar dramatik olmayabilir. IMF’nin bu konudaki analizi gelişmiş ülkelerin ekonomilerini 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaştırmaları için önümüzdeki 10 yılda istihdamın yaklaşık yüzde 1’ini daha yüksek emisyonlu işlerden daha düşük emisyonlu işlere kaydırması gerektirdiğini gösteriyor. Bu oran gelişmekte olan ekonomiler için ise yaklaşık yüzde 2,5. Yine de bu rakamlar 1980’lerin ortalarından bu yana gelişmiş ekonomilerde her 10 yılda neredeyse yüzde 4’e varan imalattan hizmetlere geçiş oranlarından daha az.

Daha yeşil işlerde daha yüksek ücretler istihdam geçişini kolaylaştırabilir

IMF’nin analizinin gösterdiği gibi gelişmiş ekonomilerdeki istihdam değişimlerinin daha az olması, bu ülkelerdeki işlerin az bir kısmının ya yeşil-yoğun ya da kirlilik-yoğun olmasından kaynaklanıyor. Ancak gelişmiş ekonomilerdeki çoğu iş tarafsız (yani ne yeşil-yoğun ne de kirlilik-yoğun statüsüne girmeyen iş) statüsüne giriyor. Analiz daha yeşil işlerde daha yüksek ücret politikalarının uygulanmasının da istihdam geçişini kolaylaştırabileceğini gösteriyor. Örneğin, gelişmiş ekonomilerde cinsiyet ve yaş profilleri kontrol edildiğinde ortalama bir yeşil-yoğun işin ortalama bir kirlilik-yoğun işten yaklaşık yüzde 7 daha fazla kazandığı görülüyor. Bununla birlikte çalışanlar istihdam geçişi sırasında hala önemli zorluklarla karşılaşabilir.

IMF verileri iş dünyasında çevreci olmanın zor olduğunu ve bir çalışanın kirlilik-yoğun bir işten yeşil-yoğun bir işe geçme olasılığının yüzde 4 ila yüzde 7 arasında değiştiğini gösteriyor. Tarafsız bir işten yeşil bir işe geçiş için oranlar biraz daha iyileşiyor ve yüzde 9 ila yüzde 11 arasında değişiyor. Yeşil bir işten başka bir yeşil işe geçme oranları ise yüzde 41 ila yüzde 54 ile çok daha yüksek. Bu oranlar, kirlilik-yoğun işlerde çalışanların daha yeşil iş bulma şanslarının olmadığı anlamına gelmiyor, ancak biraz daha yardıma ihtiyaçları olabilir. Söz konusu oranlar iş dünyasında dengeyi daha yeşil işlere doğru kaydırmanın ve çalışanlar için geçişi kolaylaştırmaya yardımcı olabilecek işgücü piyasası politikaları oluşturmanın neden bu kadar önemli olduğunu açıklıyor. Bu, eğitim programları sunarak çalışanların daha yeşil işler bulma yeteneklerinin artırılması ve kirliliğin daha yoğun olduğu mesleklerde kalma teşviklerinin azaltılması anlamına da geliyor.

Yeşil istihdam için dört politika önerisi

IMF analizinde, işgücü piyasası özelinde ülkelerin 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedeflerine ulaşabilmelerine yardımcı olabilecek dört ana politika öneriliyor:

  • 2023’te başlayıp 2028’den sonra kademeli olarak azaltılacak harcamalarla yeşil bir altyapı ve AR-GE yatırımı sağlanmalı. Böylece daha az emisyon yoğun sektörlerde bir üretkenlik artışı elde edilebilir.
  • 2023’ten itibaren uygulanmaya başlanacak ve kademeli olarak artarak 2029’dan itibaren keskin bir artış yapılacak karbon emisyonları vergisi alınmalı. Böylece daha fazla emisyon yoğun malların nispi fiyatı yükseltilebilir ve daha az emisyon yoğun sektörlerde büyüme teşvik edilebilir.
  • 2023’te başlayarak daha az vasıflı işçilerin daha yeşil sektörlere geçmesine yardımcı olacak bir eğitim programı oluşturulmalı. Bu program sayesinde düşük emisyonlu sektörlerdeki az vasıflı işçilerin üretkenliğini artırarak yeni istihdam olanakları bulmaları ve ücretlerini yükseltmeleri mümkün olabilir.
  • Düşük gelirli çalışanların borçlu olduğu vergileri azaltmaya yönelik kazanılmış gelir vergisi kredisi oluşturulmalı. 2029’dan itibaren uygulanacak bu krediyle karbon vergisinin işçiler üzerindeki yükü hafifletilebilir ve daha fazla insanın iş gücüne katılımı teşvik edilebilir.

IMF’nin analizi, bu politikaları uygulayan temsili bir gelişmiş ekonominin yeşil endüstrilere 10 yılda yaklaşık yüzde 1 oranında emek tahsisi yapabileceğini öngörüyor. Politikalar aynı zamanda toplam istihdamın yaklaşık yüzde 0,5 oranında artmasını ve düşük vasıflı işçilerin vergi sonrası gelirlerini azaltarak eşitsizliğin azaltılmasını sağlıyor.

Madencilik gibi daha çok çalışanın istihdam edildiği yükselen piyasa ekonomileri söz konusu olduğunda ise önümüzdeki 10 yılda işgücünde yüzde 2,5’lik bir kayma yaşanması bekleniyor. Analize göre yakın vadede yeşil yatırımların artması istihdamda genel bir artışı sağlayacak ancak bu artış 2032’ye kadar yüzde 0,5’lik bir düşüşe dönüşecek. Yükselen ekonomilerin gelir vergilerinin her zaman ödenmediği kayıt dışı sektörlerde daha fazla istihdama sahip olduğu düşünüldüğünde, önerilen politikaların 2029’dan itibaren düşük gelirli işçilere doğrudan nakit transferleriyle desteklenmesi de gerekiyor.

IMF’nin analizi, doğru zamanlanmış politikaların işgücünün daha yeşil işlere geçişini kolaylaştırırken daha düşük düzeydeki çalışanların beceri ve gelirlerini artırabileceğini ve gelir eşitsizliğini azaltabileceğini vurguluyor. IMF’ye göre böylece daha yeşil bir ekonomiye giden yolun daha kapsayıcı olmasını sağlamak da mümkün olacak.

 

Paylaş
1 Responses

Yorumlara kapalı.